9 Mart 2011 Çarşamba

Kanatları Kırılmış Kelebek / Butterfly

KANATLARI KIRILMIŞ KELEBEK

En uzak mesafe
                   iki kafa arasındaki mesafedir
                                        

                                                      birbirini anlamayan...

Çoğunlukla kaçırdığımız bir aşk ihtimalinin ya da biten bir ilişkinin ardından gelir,
“her şey başka türlü olabilirdi”. Hem kadere boyun eğiş, hem pişmanlık...
İkisi birbiriyle çelişiyor gibi görünse de, ikisi de birbirinden kuşkulu aslında.
Ama ikisinin varlığı da fazlasıyla hissediliyor. Satır aralarında fısıltılar dolaşıyor sanki,
“evet bu kader, ama değişemez miydi acaba ?..”

İhtimal ya, duygularımızdaki buzlanma herhangi bir nedenle çözülmeye başlarsa bir gün,
“değişemez miydi acaba?” sorusu, “değiştiremez miydim acaba?”ya dönüşür ağır ağır.
Ve hala yeteri kadar gücümüz kaldıysa şayet, kendimizi izledikçe, yaşamaktan alıkoymuyorsak artık kendimizi...
Bu, bizim kurtuluşumuzu sağlayabilir belki.
O zaman her şey başka türlü olabilir gerçekten, hiç değilse bundan sonra...

Bizi saran kozanın çatırdamaya başladığını duyarız...
Bulduğumuz ilk taze çatlaktan dışarıya süzülürüz usulca...
Ve bir kelebeğin ömrü, insanların gözüyle bakıldığında çok kısa görünse de,
bir kelebek hayatında zamanın hiçbir anlamı olmadığını öğreniriz.
Aslında sadece bir kelebeğe dönüşebilme kabiliyeti taşımayanlar için
‘kısa’ ve ‘yetersiz’ olduğunu anlarız hayatın.
Ve ayrıcalıklı anların tadını çıkarırken,
hayatın bize nasıl da cömert davranmaya başladığını fark ederiz.

Aksi halde...
Aksi halde, nasılsak öyle devam ederiz işte...

Ara sıra sonsuz bir sıkıntı kaplar içimizi, bilhassa kaçırdığımız hayatları düşündüğümüzde...
Ve ne kadar uzun zamandır “aşk”ın denetimsiz ve keyfi mutluluğuyla uyanmadığımızı hatırladığımızda...
Hayatımıza değip geçen en son aşk ihtimali gelir aklımıza...
Her şey başka türlü olabilirdi diye düşünürüz...



Kanatları yüzlerce kez kırılmış minik bi kelebek,
   nasıl her seferinde onarıp minicik kanatlarını
        tekrar kanat çırpıyor masmavi ufuklara.
Nerden geliyor sana bu yaşama isteği?
    Ben bu kadar sevemiyorken hayatı,
          o her defasında tekar başlama çabasında.
Kollarımdan sürüklüyor beni, boşluğa atıyor sonra onun
     yenilenmiş kanatlarıyla başka bir aşka doğru uçuyoruz.
         Arada istemediğim duraklarda duruyor,
               başka kanatlar kırıyoruz istemeden.
Sonra bazen bulutların arasında ışıl ışıl parlayan bir kalbe
      tutuluyoruz ama parlaklık her zaman en güzeli olmuyor.
            İmkansız aşklarımız oluyor, bir yıldıza aşık oluyoruz.
Ama o yıldız bizi değil de çok başka dünyaları aydınlatıyor.
    Yine de yanında kalıyoruz, canımız acısa da..
       O nun yüzü bize dönmese de..Yine kırılmak var içimizde..
Bu hikayenin sonunda minik kelebek acaba
   tekrar ürkek ürkek uçabilecek misin?
         İstemeden yine pervane oluyoruz bir yıldıza..
                Hazır mısın bir daha kırılmaya?  


Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder