31 Mart 2011 Perşembe

Hayaller ve Gerçekler_

HAYALLER ile GERÇEKLER hep yarış içindedir..

HAYALLER hep önde gider ama her zaman GERÇEKLER kazanır...



Hayatın Bana Verdiği En Büyük Değer_

 
“ Hayatın bana verdiği en büyük değer


Sana...”



Omuzlarımı yurt edinen tüm yaralı kuşları saldım bu gece..Gözlerimin limanına demirleyen tüm gemileri yolladım düş ülkelerine…Yüzümü yüreğine çevirdiğim gibi yollarım sanadır sevgili. Uzun bir menzildeyim. Yol üstü molalarda seni içiriyorum yudum yudum..Sana geliyorum sevgili.. Benliğimi ispat eden hüviyetimi sende kaybetmeye geliyorum. Beni bende öldürüp sende doğmaya istiyorum..Hayatın mutluluklarını sırtlamışken gözlerime gözlerini demirledi. Adresimi değiştirdim kütüklerden..Ben sen oldum.Sen de ben..Tüm yollarımın dönüşü sana sevgili..Şimdi varlığımı ikiye bölüp bir payını kendimde bırakıp diğer payını sana yolladım pulsuz mektuplarda..Damarlarıma seni aldım alyuvar sıcaklığında gezin diye..Dualarıma kattım seni..Gökyüzümde hep sen ol diye…Bana ait olmayan varlığına sığındım ömrüm sende sonlansın diye..


Yüreğimden bıkmadan usanmadan “ seni seviyorum “ cümlelerim akıyor kaygısızca..Buzullarından doğup kuru toprakları aşarak geliyorum sana..Sana gelirken yollarımdaki tüm çicekleri topluyorum ellerimle. Sonra da yüreğimde demetliyorum. Geldiğimde saçlarına ellerimle öreceğim.Sonra da boynuna yüreğimin en güzel kolyesini “ yüreğimi “ sana hediye edeceğim.


Yollar uzun..Sana gelirken terliyorum..Ama deniz kokuyor yüreğim. Sen kokuyor terim..Sana koşuyorum avuçlarımda umutlar gözlerimde sen..Gelince iki yıldız arasına salıncak kurup salınacağız delice..Sonra yakamozlara yaslayip sırtlarımızı deli kız türkülerine eşlik edeceğiz..Yakacağız tüm gemileri. Süpüreceğiz acılarımızı bedenlerimizden.


Biliyorum; bensiz bir gecenin karnında bir avuç hüzne gebesin. Tekil bir yalnızlığın koynunda çoğulan intiharın çığlığında ağlamaktasın.Bırak ağla sevdiğim. Susuz topraklara düşsün kirpiklerin. Yüreğindeki tüm bahar erozyona uğramış. Aldırma sen. Gülüşlerindeki bahara döndür yüzünü. Hayat denilen ipin ucunu hiç bırakma sakın. Bırak benden hariç elinde bir avuç umut kalsın. Herşeyimizi yitirerelim. Sadece bir ben bir sen bir de hayat kalsın bize. Dudaklarımıza hasret örülse de bırak sevdayı örtelim üzerimize.Beraber yürüdüğümüz her sokak bize baş kaldırsın. Dünya sırtını dönsün bize. Ölümlerden ölüm beğenelim. Mezarlarımız açık kalsın. Faraza; ölüm aniden yakalarsa mezar aramasın gülen gözlerimiz. Sığınalım küçük teknemize. Çatısını yıldızlardan kurduğumuz bir evin gölgelerinde ısınsın soğuk ellerimiz.Ayaklarımız uçuruma yakın olsa da dimdik duralım bize reva görülen zulme. Bırak perdelerimize düşsün karanlık. Gözlerimizde aydınlık yetmez mi bize ? Özlüyor yanıp kavruluyoruz..Sesimizi bir dakika önce duysak da bir dakika sonra özlem vuruyor kıyılarımıza..Yapamıyoruz birbirimizi düşünmeden.Baktığımız her köşede varlığımızdan bir şey buluveriyoruz..Aynalarda gülüşlerimiz güneşte sıcak yüreklerimiz..Biz ölümsüz sevdaya açız..



Sana geliyorum sevgili..Kapılarını ardına kadar arala...Ayaklarımızın altında sonbahar yaprakları senin göğsüme koyacağın yerde gonca güller ve perdelerimizde ayışığı..Ve kapı dibinde engellerimiz paspasın altında kaybolan yıllarımız..Unutma sevgili; gecikmiş bir sevdayı yeniden doğurduk biz..…Gelmişken yağ üzerime..Nisan yağmurları gibi değil sonbahar yağmurları gibi deli ve bir o kadar içten..Üşüsün tenim. Islansın sevda gömleği. Senin adınla üşüsün dudaklarım…Sonra gökkuşağım ol..Üzerime düşür gözlerindeki temaşa eden binlerce rengin dansın. Hadi tüm renkleri beze yüreğimin motiflerini..Sonra da yüreğime doğur yüreğindeki güneşi. Ve de mühürle ismini mutluluklarıma..Kapa dudaklarını dudaklarıma. Sarıl hiç bırakmamasına.




Toplama yüreğini.Sadece sen karşıla beni..Sana gelirken üstüm başım toprak kokarken sen koksun ellerim..Gözlerim ise mutluluk. Biliyorum tüm namlular bize çevrildi.
Siper et sancağını...Eğme başını..Esir düşmesin bensiz cografyaların..Kalesini koruyan yigit bir nefer ol kalbinin savaş meydanlarında...Kapat perdelerini... Kapat herşeyi..Unut gayri benden başkasını...El bil benden başka elleri..Haram bil benden gayri tenleri...Sözüne katma devrik heceleri...Sofrana çagırma bensiz kuşları...Bilemezsin....Bilemezsin..Masal yüzlü çocukların maskelerine giyinmiş kalleş acıları....Serme yüregini rüzgara..Verme ellerini buluta...Sevme ne olur sevme..Benden başka hiçbirşeyi sevme..Elimde balonlar elimde mavi bilyelerim sakın açma kapıları.Gözlerinde sakla beni...Ciceklerle doldur eteklerini...Pencelerini ise gülüşlerinle...Kilitle geleceğini...Vur alnının ortasından geçmisini....Yanına bizi bir de hayatı al..Sana geliyorum. Kavuşmamız bir bayram sabahı...Bekle beni / bizi / hayatı...Dilinde Meryem vari dualar ile yüreğinde İsa sabrı ile bekle beni. Üşürsen ört yıldızları üzerine..Sabaha kalmadan kapındayım.İsmail’in boğazına sürülmüş bıçağın keskin yüzüyle...Elif Elif diye efildeyen ciceklerin Cennet gülüşleriyle...Geliyorum...Az kaldı Aramızda bir dağ uzaklığı. Aşsak.Yokuşlardayız..Sırtımdan devrilen ter yıgınları...Ayaklarımızda nefes nefese kalan ceylan yavruları..Az kaldı..Takılmasın gözlerin bulutların eteklerinde..Toz bulutu aramayın menzilin öte yüzünde...Kışın bahara döndügü bir sabah kavuşacağız birbirine..


Hadi gül biraz.. İçini ferah tut..Sar yüreğindeki umudu hayatla..Az kaldı fecre...Az kaldı mutluluğu üzerimize giymeye...
Üstüm başım hazan koksa da bekle beni. Bırak devrilsin hüzünler üzerine. Saçlarına bulaşsın kan. Ellerinde hüzün avuçlarında ayazlar. Gözlerindeki acılar dile gelip aksa da nehir nehir sen beni bekle..



Ben


Bir miktar Elif..


Ve bir dilim hayat


Elbet bir gün..Siz olacağız.








Sen


Bir avuç umut


Ve bir dirhem hayat

Elbet bir gün..Biz olacaksınız.










Sen


Ben


Biz

Ve hayat..

Bugün değil ama..
Elbet bir gün kavuşacağız..

☼ƸӜƷ☼ Sen Uyurken Gideceğim / Oğuz Yılmaz / Video


SEN UYURKEN
GİDECEĞİM


☼ ƸӜƷ☼ Sen Uyurken gidecegim
Bunun baska yok caresi
İstemezdim böyle bitsin
Aşkımızın son gecesi

☼ ƸӜƷ☼ Uyanırsan dayanamam
Birakamam asla seni
Sen Uyurken gidecegim
Bunun baska yok caresi

☼ ƸӜƷ☼ Kapıdan bir çıkabilsem
Seni kalpten atabilsem
Gözlerine hiç bakmadan
Köşeyi bir dönebilsem

30 Mart 2011 Çarşamba

Yokluğunla Yoruldu Tüm Özlemlerim_


Bazen kelimelere az sarılasım gelir, susmakta bulurum hayrı.
Bazense; ne kadar şerdir susmalar.
Deniz gibi taşarken duygular!...

Yokluğunla yoğruldu tüm özlemlerim,
Hasrete bereket verdin bu sonbaharda...

Vazgeçiyorum_



Herkes,
birşey
için
herşeyden
vazgeçtiğimi
düşünüyor...

Oysa;
herşey için
birşeyden
vazgeçiyorum...

BiR Yağmur Damlası Olsam_


Hani diyorum; Bir yağmur damlası olsam ve süzülsem tependen tırnağına...
Seninle yoğrulup seninle tükensem...

Sen benim bereketli topraklarıma düşen arsız tohum, gözlerim her sabaha senin için açılıyorsa...
Bil ki nefesim yapraklarını tavaf ediyor olacaktır...
Üşüme sıcaklığını yitirme diye...

Kadın Yüreği_


”erkek şöyle düşünür: “isterse başkasını sevsin, yeter ki sevişmesin.” kadında cümle tersine döner: “isterse başkasıyla sevişsin, yeter ki sevmesin.” çünkü kadına göre vücudun merkezi yürek, erkeğe göre etek. erkek eteği paylaşamaz, kadın yüreği.”

Kör Bir kalem Dilsizliği mi Hayat Ey Ömrüm? / Nuri Can


Şimdi her gece düşüyorum uçurumlardan
üşüyorum
yüreğine tutunduğum bunu bilmiyor
dönmeze vurdu yolunu
gitti geri dönmüyor…

Dalları tutuşmuş bir ormanda
aşka yazdığım bütün dizeleri yakıyorum şimdi
bütün umutları terkediyorum baharlardan ödünç aldığım
gençliğim yarım kalmış bir şiir değil miydi zaten?
ve kanayan bir kalem değil miydi kalbim,
hüzünden sözcükler düşüren defter sayfalarına..

Suskunluğuna Doyamadım Sevgili Varlığında Öldür Beni / İsmail Sarıgene


“ Sen sustukça tenhalarda,
Yirmi dokuz harf, iki yürek
Bilmediğin kalabalıklara seni anlatacağım “


Kapat tüm kapılarını.
Sadece dinle,
En sevdiğimiz şarkı radyoda çalınıyor bak..
Uzaklığına inat
Sen ellerini uzat bana
Gözlerini kapat kirpiklerime.
Saçlarını bırak yüreğime.
Ve sokul nefesimin sen kokan nefesine.
Kelimeler bir şiire başlamışken
Yüreklerimiz
Sevdanın raksına dursun.

Suskunluğuna doyamadım sevgili.
Varlığında öldür beni.
Seni anlattığım yerden sor bilmediklerimi
Anlatma beni.
Yorma kendini.
Sen sustukça,
Ben sustuğun yerde yüreklendiririm harflerimi.
Seni anlatabildiğim kadar yaşatırım cesedimi.
Seni anlatamadığım gün,
Sonsuzluğa bağışlarım yufka gençliğimi.
Adının harfleri and olsun ki,
Gövdemin en körpe yerinden koparırım yaralarımı.
Sen beni suskunluğuna bahşet yeter ki,
Sustuğunda bıraktığın her boşluktan
Ben bir hayatı bağışlarım sevda gözeneklerine.

Sustuğun yerde,
İçime bir başka çekiyorum seni sevgili.
Adının tüm harfleri ıslak dudaklarımda.
Şiirlerim sevdanda ıslanmayı bekliyor
Mürekkebimin en taze yerinde.
“ Beni sesinin yokluğuna alıştıran yüreğine “
Seni sensiz de yaşatabilecek kadar güçlü yüreğime “

Kim Kazandı_


Kadın öfkeliydi git dedi adama defalarca. Oysa içinden gitme diye yalvarıyordu ''Gitme''...

Adam gitti, çok sürmedi bir kaç saatin içinde geri döndü.

''Neden geldin'' dedi kadın.

''Gurur aşkı ziyan eder'' dedi adam.

''Kim kazandı'' diye sordu adam.

''Biz'' diye cevapladı kadın.

''Hayır'' dedi adam. ''Ben kazandım''

Kadın şaşkındı. Adam sordu. '' Aşk mı kazandı gurur mu?''

''Aşk'' dedi kadın.

Adam gülümsedi ''Ben kimim?''

Kadın usulca ''Aşksın'' dedi...

Çünkü kadın için gerçekten AŞKtı adam...

Şimdi çark tersine döndü, kadın ''gurur aşkı ziyan eder'' dese de adam ''sen aşksın'' demiyor... Anladı ki kadın adamın gözünde ''AŞK'' olamamıştı...

''Zor zamanlara uyum sağlaya sağlaya oylumları artmıştır her yüreğin... Her dönemecinde virajı alamayan bir acının cesedi yatar köşe başında...''


alıntı

Ayrılık Treni / Yine Bugün Hatırıma Sen Geldin // Küçük Mahsun // Video


AYRILK TRENİ
[Yine Bugün Hatırıma SEN Geldin]

Yıllar önce açılmıştı aramız
Yine bugün hatırıma sen geldin
Kabuk tutmuş, küllenmişti yaramız
Yine bugün hatırıma sen geldin.
Ne bir mektup ne bir haber bekledim
Sır diyerek sevgimizi sakladım
Şöyle geçen yıllarımı yokladım
Yine bugün hatırıma sen geldin
Yaşım yüz olsa da, ister yüz elli
Gönlüm unutmamış seni temelli
Hasretin içimde çıkmıyor belli
Yine bugün hatırıma sen geldin.
Ayrılık Treni gelip geçerken
Sevda dağlarını delip geçerken
Herkes kendisine bir yar seçerken
Yine bugün hatırıma sen geldin.
Garip Bektaş der ki: hayalde düşte
Akıldı bırakmadı bu sevda başta
Dört mevsim içinde baharda kışta
Yine bugün hatırıma sen geldin…

Sana Olan Sevdamdandır Bilesin // Video


Sana Olan Sevdamdandır
BilesiN
 
öpüyorsam ayrılığı gözünden
söküyorsam yüreğimi göğsümden
geçiyorsam gözlerinin içinden
sana olan sevdamdandır bilesin
geçiyorsam bir çiçeğin özünden
sana olan sevdamdandır bilesin

meğer ne yalnızız insan olmuşsak
yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak
yeri gelmiş acıya da gülmüşsek
sana olan sevdamdandır bilesin
yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek
sana olan sevdamdandır bilesin

biliyorum sen yine
parmak uçlarında üşüyorsun.
aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını,
ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun.
sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta
ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda.
apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel!
bütün parmakların tıkır tıkır işliyor.
iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk
geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda
delice bir yangın parmaklarının buzulunda
ah şahrud,
her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!

karşılıksız sevebilmekse sevda
gerçek seven küle dönmüş her çağda
elim kolum bağlanmışsa kıyında
sana olan sevdamdandır bilesin
seydunayım gebermişsem kıyında
sana olan sevdamdandır bilesin

29 Mart 2011 Salı

Ben Seni Uzaklarda Sevdim...


Ben seni uzaktan sevdim sevgili,

 
Ben sana yüreğimi verdim,

 
Seni çok sevdim öyle bir sevdim ki, seni imkansız olduğunu bile bile uzakta olduğunu bile bile sevdim,öyle bir yer yaptın ki yüreğime kocaman bir yer kocaman, küçücük yüreğime sığdırdım büyük aşkını…


Seni,hasretini,seni görememenin üzüntüsünü,seni özlemeyi seni hissetmeyi seni sevmeyi , her şeyinle oradasın, küçük yüreğimdesin sen…

 
Senin için ‘o uzakta’ diyorlar, ama hep yanındayım yanımdasın elimi kalbime koyunca sana dokunabiliyorum, nasıl uzaklık bu nasıl anlayamıyorum,gözümü kapatınca yanında oluyor acınca yuzune bakabılıyorum, seni ben de hissedebiliyorum elini tutabiliyor ,yüzünü,hayalini bütün güzelliklerini görebiliyorum. Söylesinler şimdi bu nasıl uzaklık anlatsınlar bana anlayamıyorum böyle uzaklık mı olur sevgilim, kendime bakınca seni görebiliyorum. Çünkü ben sen olmuşum,sen ve ben bende bir bütün olmuşuz, uzakta değilsin sevgilim.. Yanımda baş ucumdasın, hiç kimsenin olamadığı kadar da yakınımdasın.. Yüreğimdesin sen içimdesin,damarimdasın,kanımdasın uzaklık bumu söylesinler bana,ellerin avuçlarımda sımsıkı tutuyorum elini hiç bırakmayacakmışcasına, sımsıkı sıkı sarıyorum boynuna sımsıkı bu nasıl uzaklık söylesinler şimdi bana sevgili söylesinler…
 
Sabahı öptüm gözlerinde geceyi yaktım

Atesi aldım dudagından sözleri yaktım

Ben seni uzaklarda ben seni tuzaklarda

Ben seni yasaklarda sevdim

Ben seni yasaklarda...


Baharı öptüm saclarında kısları yaktım

Umudu aldım yüregimden düsleri yaktım

Ben seni uzaklarda ben seni tuzaklarda

Ben seni yasaklarda sevdim

Ben seni yasaklarda...
 

Gözümden damlayan gözyaşımsın

Yüreğimin sızısı,canımın yarısı deli sevdam..

Uzaklarda sevdim ben seni..

Yasaklarda sevdim ben seni..

Gelmeyeceğini bile bile,

Yanımda istedim hep seni.

Ve de çok özledim çok!..

Kara Sevda // Nigar Uluerer // Video


KARA SEVDA

Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın,
Sanma ki hikâyesi şu titreyen dalların
Düşen yaprakla biter,
Böyle bir kara sevda kara toprakla biter.

Ağlama olma mahzun gülerek bak yarına,
Sanma ki güzelliğin o ipek saçlarına
Dökülen akla biter,
Böyle bir kara sevda kara toprakla biter.

Ben de Bir Çocuğum_


BEN DE BİR ÇOCUĞUM
Ben de bir çocuğum, diğerleri gibi,
Şefkatle öpülmek, sevilmek isterim.
Ellerimde tutsun büyüklerim,
Annesinin yanında bir çocuk görsem,
Kederle dolar, yaşlı gözlerim.
Ben de bir çocuğum diğerleri gibi,
Neşeyle dolup gülmek isterim.
Bir sevgi denizinde,
Açılmak sonsuza doğru.
Ninnilerle, türkülerle büyümek,
Bayramların bayram olduğunu bilmek,
Her çocuk gibi benim de hakkım.
Sıcak bir yuvadır düşlerim,
Ne olur, beni de görün,
Beni de sevin büyüklerim.



Alıntı

Herkes Sana İnsan Diyecek_ Hoşgeldin Bebek // Video


HERKES SANA
İNSAN DİYECEK 

Hoşgeldin bebek!
Başındasın her şeyin.
Bebeksin işte!
Dünyanın bütün bebekleri aynı şekilde doyar,
Tadını çıkar...
Belki Muhammed olur adın,
Belki Musa,
Belki İsa...
Boyun 2 metre olabilir.
Belki de esmer olursun,
Belki kısa...
O zaman bebek demez kimse sana.
Başını aç derler ya da kapa!
Sen çalış!
Sen doğur!
Sen savaş!
Sen sus!
İstedikleri gibi olmazsan öldürebilirler seni!
Töreler daha değerliymiş gibi hayattan...
Herkes eşittir!
Ama göreceksin,
Bazıları daha eşittir hayatta!
Şaşırma!
Burası tuhaf bir dünya...
Gülümse yine de...
Büyüdüğünde eşit yaşaman için çalışan insanlar var burada.
Gülümse bebek!
Gün gelecek, herkes sana sadece
İNSAN
diyecek...



Yukarıdaki satırlar, -inanması güç ama- Hürriyet gazetesinin hazırladığı bir reklamda geçen sözler.. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin ve kendinin 60. yılı şerefine hazırlanan reklam filminde... muhteşem ve bir o kadar da hazırlandığı şirkete uymayan bir reklam olmuş.. tamamen Hürriyet gazetesinden bağımsız düşünüldüğünde gerçekten insanın tüylerini diken diken ediyor.. özellikle de, George Orwell'in "Animal Farm" filminden alıntılanmış olan "herkes eşittir. ama göreceksin bazıları daha eşittir hayatta" kısmı.. herkesin üzerinde düşünmesi gereken sözler...

Sen Benim En Kıymetlimsin // Kenan Doğulu // Video



SEN BENİM
EN KIYMETLİMSİN

BAKMA ÖYLE KIRGIN KIRGIN
YÜREĞİM ZATEN PERPERİŞAN
DURMA ÖYLE YORGUN YORGUN
GÜCÜM TÜKENMEK SINIRINDA

YÜREĞİNİN SESİNE KULAK VERİRSEN EĞER
ANILAR BENİ DOĞRULAR
HER ANININ HATRINA
AŞKI DA KAT YANINA
BENİ GÖTÜR UZAKLARA

GÜLME ÖYLE SOĞUK SOĞUK
ÜZMEMEK İÇİNSE GEREK YOK
AŞKTAN ADAM BENİM LAKABIM
ACIYLA BESLENSEM DE DOYARIM

HEYECAN BİTTİYSE EĞER
BİR AŞK NE FAYDA EDER
ÜZÜLME BEN ALIŞIRIM
TOPARLANIP KALKARIM
TUTARIM BİR UCUNDAN
HAYATA YENİDEN BAŞLARIM

SEN BENİM EN KIYMETLİMSİN
EN GÜZEL VAZGEÇİLMEZİMSİN
SEN BENİM EN KIYMETLİMSİN
SEVMEKLE BİTMEYENİMSİN
SEN BENİM HAKİKATLİMSİN
EN DERİN EN İÇİMDESİN
SEN BENİM EN GÜZEL DERDİMSİN

28 Mart 2011 Pazartesi

Üzülmüyorum..

Üzülmüyorum..
Çünkü hayatımdan çıkan hiç kimsenin hayatımda yeri yok.
Düşünüyorum da değersizlere bu satırlar bile çok.

Gözlerine Bakmak İsteyipte Bakamadığımsın_



Gözlerine bakmak isteyip de bakamadığımsın.
Sen benim oynadığım en büyük kumar,
Sonunda kayıp etmekten korktuğumsun.
Sen dokunmak isteyip de dokunamadığım,
Hayalini bile kuramadığımsın.


Sen ömrümce aradığım fakat yanlış zamanda bulduğumsun...
Başkasının değil de senin olmak isteğiyle uyandığımsın
Sen anlatmak isteyip de anlatamadığım,
Yaşamak isteyip de yaşayamadığımsın...


Bir İhtimal Daha Var // Nigar Uluerer // Video


BİR İHTİMAL DAHA VAR
O DA ÖLMEK Mİ DERSİN


Bir ihtimal daha var
O da ölmek mi dersin
Söyle canım ne dersin
Vuslatın başka alem
Sen bir ömre bedelsin
Sükut etme nazlı yar
Beni mecnun edersin
Vuslatın başka alem
Sen bir ömre bedelsin

Yalancı Yarim // Nigar Uluerer // Video


YALANCI YARİM

Bir Şirin, bir Leyla, bir Aslı gibi
Gençliğin tadını alamıyorum
Bir berduş bir sarhoş bir ayyaş gibi
İçtiğim kadehi sayamıyorum

Yalancı, yalancı, yalancı yarim
Sevmiş bulundum seni, sevmez olaydım

Üzülüp ağlama gönül haline
Bir ateş yetişir dünya malına
Güvenme sevgilim güzelliğine
İntizarım tutar duyamıyorum

Sevgilim güvenme güzelliğine
İntizarım tutar duyamıyorum

Yalancı yalancı yalancı yarim
Sevmiş bulundum seni, sevmez olaydım


ღ❤ღ Seviyorum Seni // Onur Akın // Video


 ೋღ❤ღೋ S E V İ Y O R U M ❤ S E N İ ೋღ❤ღೋ

Seviyorum seni ekmeği tuza banıp
Banıp yer gibi
Geceleri ateşler içinde uyanarak
Ağzımı dayayıp musluğa
Su içer gibi

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner çayırları
Büyürken büyürken görürüm gülüm
Her sabah her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz alır beni

Seni düşündükçe gül dikiyorum
Ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları gülüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bır parça mavi deniz alır beni

ೋღ❤ღೋ


Dilin Söyleyemediğini__


Dilin söyleyemediklerini eller kolayca yazıyormuş

Yeni yeni anlıyorum, seni hiç kaybetmeyecekmiş gibi sevdiğimi… Belki de bunun için bu kadar üzülüyorum. Hayata dair ne varsa, sende bıraktığım içindir belki de acılarım. Binlerce kez yalan söyledim kendime. Senin için, kaybetmemek için…
Nereden bilirdim ki her yalan söylediğimde öldüğümü? Nereden bilirdim ki senin için aldığım her nefeste yok olduğumu?

Senin için aldığım her nefeste yeniden doğar gibiydim hâlbuki. Meğer her nefeste kendimden bir şeyler kaybettiğim içinmiş bu doğuş. Bizi biz bitirdik sevgilim, hiç haberimiz yokken. Kelime kelime, hece hece atmışız içimizden bizi. Çok kişi kaybetmiştik; bu yüzden yanmazdı içimiz, bilirdik acısını. Tahmin ederdik bazen acımızı, gülüp geçerdik. Biliyor musun bitanesi, aslında birbirimizi kaybederken sevmişiz biz. Kaybederken her nefeste, yok oluşumuzu özlemişiz. Sevmişiz, bağlanmışız..

alıntı

“Bir Ayrılış Hikayesi”


BİR AYRILIŞ HİKAYESİ

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya…
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz…
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak…
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere…
Kapandı bir pencere…
AYRILDILAR…

Nazım Hikmet

Hani Gitmeyecektin_


Kulaktan kulağa oynamaya benzer aşk. Sen ona seni seviyorum dersin, o bi başkasına…

Hayatıma girdiğin gün çıkardım “gitmek ” sözcüğünü lügatimden. Hiç aklıma gelmemiş, bir gün hiç sesini çıkarmadan gideceğin. Beni yalnızlıkla baş başa bırakacağın… Beni bırakıp da en yakınıma kaçacağını… Nasıl tahmin ederdim ki çok yakınken, birden bana el olacağını? Nasılda inanmıştım sana… Nasıl gerçek sandım sahte sevgini? Nasılda mutlu oldum yalan gülüşlerinle? Sen, sana inandığım için mutluydun, bense bana güldüğün için. Sen bana gülünce içim huzur dolardı hep. Şimdi sen gülünce ölüyorum. Her gülüşüşünde bir kere daha… Ona her sarıldığında bitiyordu hayat.
Bitmek ve gitmek farklı şey gibi görünür aslında. Fakat o kadar benzerler ki birbirlerine. Bizim gibi… Tek sorunları, aynı olayı yaşadıkları ve paylaştıkları için bir araya gelememeleridir. Bizim gibi…
Sana çok uzak gibi durur hayatın aslı. Ancak senin yanındadır. Tam yanında Aslında nereye baksan onu görürsün, ne yapsan onunla yaparsın… Ama farkında olmazsın…


alıntı

Beklenen Güneş_


BEKLENEN GÜNEŞ

Karanlık bir günde damlayan yağmur damlaları gibiydi gözyaşlarım. Ne olursa olsun hap aynı yere akıyordu. Toprağa…
Güneşimi bekliyordum şimdi. Beni bu karanlık, kasvetli ve nemli yerden kurtaracak bir güneş…
Bir an için gördüğümü sanmıştım; ama yanılmışım… Güneşi göreceğim derken, daha da kendine çekmiş beni fırtına.
Artık güneşimi de göremiyordum. Anlamıştım, artık vazgeçmişti benden. Başka birini ısıtmaya gitmişti. Şimdi benim de bir güneş bulmam lazımdı. Ama beni karanlıkta bile bırakmayacak…
Ve son fırtına… Bu fırtına beni başka bir güneşe götürdüğünde anlamıştım, yıllardır beklediğim o

aydınlığı ve ısıyı yeniden bana hissettiren bir güneş bulduğumu.


Halil GÖKSAL

Gülümse_


 
GÜLÜMSE
 
Hayat bazen bizi sıkar.
Gözümüzün kimseyi görmemesini sağlar.
Bazen üzer.
Ama sen hayata yeniden gülümse.
Tüm zorlukları karşına çıkarsa da,
Engellere takılman için her şeyi yapsa da,
Moralini yüksek tut.
Sen sadece hayata yeniden gülümse.

Mutluluk önündeyse koş,
Arkandaysa dur, bekle gelsin.
Yanındaysa peşini bırakma,
Sen sadece hayata yeniden gülümse.
 
Alıntı

27 Mart 2011 Pazar

Dünyayı Verelim Çocuklara

 

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

Dünyayı Verelim Çocuklara
 
Nazım Hikmet RAN

26 Mart 2011 Cumartesi

Tamam Gidiyorum


Tamam Gidiyorum
Nasılsa beni senden soracak hiç kimsemiz yok

Nasılsa beni yolcu etmen için hazırdır nedenlerin
merak etme beni
nasılsan öyledir halim..
yanında olamayacağım her mesafede
Saçına dokunma isteğimin ihtimali dahi yok artık
bu yüzden önemi de yok nerde olacağımın
ve seslenen sen olmayacaksın madem
Bana sanıp adımı duyacağım hiçbir yöne kalbim çarpmayacak
Siyah şimdi bana daha mı çok yakışacak bana
oysa ne çok dilerdim geceyi kıskandıran gözlerine bürünmeyi
Kaç bin adım sonra hayalin silinir gözlerimden
Peki üç cümlenin birinde adını anma alışkanlığım tükenir mi ?
bahardı gözlerin..
Şimdi takatim yeter mi boynuma kadar kış mevsiminden geçmekten
Elime dahi dokunmadan nasıl verdin bana bu şekli
Sen varsın
gerçeksin madem..
Nasıl benden bahsedebiliyorum
Ardından kaç yıl sonra yollarsın sende kalan aklımı
Aklım bulunca tanır mı senden geriye enkaz kalmış beni
Şimdi yetimler mi muktedir ruhumu teskin etmeye
Nasıl bir sensizliğe düştüm ki
Dünya koca bir çukur gibi bedenime
Allah aşkına değmesin saçlarına artık şimal rüzgârları
İzin verme..!
Bilirim kokunun aşamayacağı uzaklık yok
Bilirim gelirde beni kefenler nefesin
Ölmemi istemezsin şimdi
Dokunman gereken alnıma duvarlar çarpar
Nerdesin..!


alıntı

Sessizce Gidiyorum_

Yağmurlu bir günde sessizce sıyrılacaksın gözyaşlarından
Yürümeye başlayacaksın
Nereye gittiğini bilmeden…

Ama yine de gideceksin
Bilinmezler ülkesinin kimsesizler şehrine doğru

Önce Sana
Sonra kendine doğru…
Sessizce
 Yalnızlığa doğru…

Geride bıraktıklarınla
Seni bekleyenler arasında ince
İnce olduğu kadar da uzun bir yolda yol alacaksın…
Aklındakilerden kurtulmaya çalışırken
Onların arasında daha da derinlere dalacaksın…
Sessiz yalnız ve kimsesiz kalacaksın…

Yol devam edecek
Sen devam edeceksin…
Bacaklarına giden gücü kontrol edemeden
Sessizce
Kimsesizce yürüyeceksin
Nereye yürüdüğünü bilmeden…

Yolun sonuna yaklaştıkça
Artacak Sessizlik…

Sona geldiğini anladığında
Anlaman gereken zamanın çok ilerisinde olduğunu anlayacak
Geriye dönüş olmadığı kavrayacaksın…
Önce sessizce ağlayacaksın
Sonra yolun bittiği yerde bir kalabalık göreceksin
Sevineceksin
Yanlarına gideceksin
Yüzlerini gördüğünde
Sen de onlar gibi ağlayacaksın…
Sessizce ağlayacaksın…

Sonunda onlar da gidecek
Yalnız kaldığında
Tabutundan çıkmaya çalışmayacaksın
Direnmeyeceksin…

Yalnızca yalnızlığına üzüleceksin
Yapamadıklarından pişmanlık
Yaptıklarınaysa özlem duyacaksın…
Ağlayacaksın…

Sessizce ağlayacaksın…
İşte o anda sessizliğin ölüm
Ölümünse sessizlik olduğunu anlayacaksın…
alıntı

Seni Seviyorum_

Seni özlediğim zaman çok keyifsiz oluyorum. Hani dokunsalar ağlayacağım derler ya iste öyle. Sonra kapatıyorum gözlerimi. Seni getiriyorum aklıma. Elimi tuttuğunu seni seviyorum dedigin zamanı. O anlamlı masumca bakışları ve sonra gülümsüyorum. Bir yerleri elin sanıp tutuyorum sımsıkı... !! Sonra içimden bende diyorum. Bende seni çok seviyorum....


Ama sen gittikten sonra beni rahat bıraksınlar.. Bir köşeye çekilip sessizce,

AĞLAYACAĞIM __


Zaman Ziyan...


Hüzünbaz bir kırgınlık var yüreğimde, arada ciğerlerimde volta atıyor olmalı ki nefesim kesiliyor. Saçları dökük aynaya yansıyor, yataktan fırlayıp kalkışım.İhtimallere sığınıyorum. Öyle mi böyle mi şöyle mi derken geçiyor günler, içim geçiyor. Aklımdan geçenler çok fena, zifir oluyor gecelere./Geceler ziyan.Bugün yürüdüm kıyılarında, denizlerin eskisi gibi tuz kokmuyor. Yeşile çalan gözlerin yosun tutmuş. / Gözlerin ziyan.

İçimdeki hüznün başkenti Kabil, kırgınlıklarımın Herat oldu bugün. Umut gözlerini benden kaçırdığı yer, Kandehar’da. Yüreğim Mezar-ı Şerif’te atarken. / Yüreğim ziyan. Telefon çalıyor, elim gitmiyor. Açıyorum ikinci aradığında. Gideceğini söylüyorsun, yorgun! Sesim bir korkuyu heceliyor, yakın bir tarih olması korkutuyor cevabın. Ne zaman diyorum. Cevap gelmiyor. Sesin hiç olmadığı kadar ürkek. Korkum sarıyor ürkekliğini. / Sesin ziyan.

Sorumluluk duyularak aranan bir kadın olduğumu unutup, ne zaman diyorum. Ne zaman / Zaman ziyan.

Yüreğim yorgun, pusuyor bir köşeye. Sesine ses olamıyorum, ağlayamıyorum bile. Hüzünbaz yansımam dolaşıyor şehri, şehirlerden taşıyorum. Şeb-i yelda’yı yaşıyor ülke. Şafak doğmamak için direniyor. Direniyor ama doğacak elbet biliyorum. Anneme yaşattığım Şeb-i yelda da ki sancıyı şimdi anlıyorum. Doğmak için sabahı beklemişim. Annem sancılar içinde yorgun. Doğuyor gün sancılı / Doğumlar ziyan.

Canımdan can gidiyor. Bir anne’nin canından can gibi gidiyorsun. Dilimden düşmeyen dualara, Allah’a sığınıyorum. İçine biraz huzur işliyorum. / Dualar ziyan.

Yazları kurak bir hüznü yaşar kırgınlıklarım Kabilde. Susuz bırakma yüreğini, dudakların hiç kurumasın. Kışları soğuk bir iklim eser umutlarıma Kandehar’da. Dönüşünde ülkene sıkı giyin üşüme. O yüksek dağları gözünde fazla büyütme. Dünya damı denen o geçitten geçip geleceksin günü geldiğinde. Vadilerdeki yumuşak iklim hakim olacak hüzünbaz yüreğime.

Üç bin yedi yüz umut yakacağım işte o zaman adına. / Umudum ziyan.


Hüzünbaz yüreğine tek çare kızıl darbe diyor bir adam Peştuca. Anca bir katliam dağıtır gözlerimde kalan umudu. / Gözlerim ziyan, ellerim ziyan. Ah geçip giden zaman. / Zaman ziyan. Pamirlerdeki la’l taşları kadar suskun yüreklerimiz. Hüznüm mavi burkalara bürünmüş. Bir tek çay rengi gözlerimi açıkta bıraktım, darbe yemiş gövdemi gizleyerek. / Hüznüm ziyan.

Peştunlar bir yazısız kanunla kana buladılar günümü. Her gün aynı dava. Seni bekledikçe bir bir kan davasına düşüyor içimdeki kadınlar. Acımasızca öldürülüyorlar. / Ölüm ziyan.

Margo çölüne düşmüş bekleyişlerimi gel al kurtar desem de gelmezsin bilirim. Dili damağı kuraya kuruya ölecek sabrım, tükenecek her şey. / Sabrım ziyan.

Ben ki özlenmeyen kadın../..Unutulan.

Ah be geçen zaman../.. Zaman ziyan.

alıntı

Seni Sevmek / Hiç Bakıp Kaybolamadığım Gözlerinin İçinde...


Gözlerinden bir yudum nefes alıp alıp sana yazıyorum yine. Yürek mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda. Sen ve ben. İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı. İmkansızlığın içinde, yokluğun acı nefesinde " aşkı " soluyan iki yürek.

Suyla ateşin, geceyle güneşin birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsa da aldırma. Yağmuru dilenen kuru toprak gibi her sabah nefesini soluyorum ben. Güneşi bekleyen kuru yaprak gibi akşam kızıllıgında seni bekliyorum. Biliyorum hicbir zaman kapımı çalmayacak ellerin, hiçbir zaman ellerini tuttugumda avuç içlerin terlemeyecek. Bırak bu dünya bize hasret borcu olsun. Hasretlikler hep demir parmaklıkların ardında kalsın. Kavuşmasın sırtlarımız birbirlerine. Değmesin dudaklarımız dudaklarımıza.

 Sevgi bu değil mi ? Yokluğunda bile sevmeyi bilmek. Aşkı yücelten bu değil midir ki ?. Bak şehrime yağmur yüklü bulutlar konuk olduğunda ben seni ararım her damlasında. Saçlarımı ıslatan bir yağmur damlası kadar berraktır sevgin.. Musluğu açıp avuç içlerime akan suyu delice içmek. Çünkü içtiğim sendin. Kana kana yüreginin deryalarındaki nefesi içtim her defasında...

Gözlerim bağlı halde karanlıkta merdiven inerken hep senin sevdana yürür gibi emindim adımlarımdan. Başımı kaldırdığımda bulutlar kanat açıp gözlerinin içinde sıcak iklimleri gördüm. Dokunduğum herşey de ellerinin sıcaklığını aradım durdum. Oysa ellerini hiç tutmadım ki !..

Baktığım her noktada gözlerinin derinliğindeki umudu sevdim. İnan gözlerini hiç yakından görmedim ama hep seni yaşadım. Rüzgarın hep senin saçlarına ılık meltem gibi dokunduğunu bildim. Görmeden sevmeyi, dokunmadan hissetmeyi öğrendim...
Sen gülümsediğinde gecekondu pencerelerinde çicekler açar. Her nefes alışında gökyüzüne nice yıldızlar kanatlanır. Yağan yağmur kadar bereketlidir gözlerin. Engin denizlerin içinde sakladığı berraklık kadar yalındır bakışların. Ve saçların, rüzgar bile kıyamaz beyaza çalmış saç tellerini savrulmaya.

Biliyorum bu hasret mapuslugunda günleri saysam da, bu özlem her gün acılarımı kanatsa da ben seni sevdim. Yüreğinin içinde büyüyen bir cocuk gibi gözlerinde gülümsüyorum hayata. Ben seni gözlerimde biriktirdiğin düşlerle sevdim...
Seni sevmek böyle duru böyle yalın bir aşk..


Seninle her gece yıldızların sağnağında sana düşlerimi sundum. Bir an hayat yokusunda yorulsam, kenar köşelerde değil ben senin yüreğinde " nefesini " soludum. Reyhan kokulu gecelere inat ben senin kokunla yetindim. Rüzgarın keman çaldığı ve yıldızların nağmelerle bestelere gebe oldugu vakitlerde hep seni düşledim.

Sevgini soframdaki ekmek gibi bereket bildim. Ben senin gülen yüzünü sürdüm arsız yaralarıma. Uykusuz yüreğime ayazlar çivileri reva görseler ben senin saclarınla daldım rüyalara.. Seni düşündüm zamanın ötesinde.

İmkansızlıgı sevdim. Dualarıma kattım seni Elif miktarı tarzında.. Hiç doyasıya bakamadığım gözlerindeki saflığını, duruluğunu ve iki dudağın arasında hayata hediye ettiğin nefesini sevdim...
Ve herşeyden ötede;


Seni Sevmek / Hiç Bakıp Kaybolamadığım Gözlerinin İçinde, ''Seni Yaşamak Demek''ti...
işte seni böylesine ırak aşklarda sevdim...



alıntı