28 Şubat 2011 Pazartesi

_N E F E S__


N E F E S İ M_

'Canım sevdiğim... Çiçeğim... Aşkım...

Keşke diyemiyeceğim kadar uzağım artık.
O kadar ısıtmak istedim ki nefesimle sırtını. Keşke yüreğine en güzel aşk şarkılarını fısıldayabilseydim. Yapamadım aşkım...

Kelimelerden utandım... ...Ellerim ellerini sevdi çiçeğim,...

Dudaklarım koynunu, Gözlerim yüreğini...O güzel, içinde güneş saklı yüreğini... Elimden birşey gelmiyo...

Artık çok geç... Yolların ortasında gözlerin gözlerimi esir aldı aşkım... Kapatamadım...güneş dolu yüreğine yağmurlar yağdırdım. Affet beni...

Çevremi saran bulutları dağıtmaya yetmedi rüzgarım... Sesini duyar gibiyim aşkım ... Nefesim nefesine nefes katsın istedim ama olmadı. O küçücük nefesi içine üfleyemedim. ... Olmadı aşkım.

Adının fısıldadığı masalları fısıldayamadım nefesine. Bir varmış bi yokmuşta kaldı fısıldamam, ötesini fısıldayamadım... Güneş dolu yüreğine yağmurlar yağdırdım...

Nefesim nefesine nefes katsın istedim olmadı aşkım.... O zilin sesini duyduğun ana lanet ediyorum.... Toprağın olmak varken mezar, Güneş olmak varken gölgen oldum..... Sen elini uzattığında kalbimi sakladım....

Aşkım seni de yanımda görüyorum..... O gittiğim yerde binlerce kez haykıracağım..... Seni seviyorum çiçeğim... Tek aşk vatan aşkı derdim,ama bilmezdim benim vatanım senmişsin..

"“Umarım güneşli bir gün başka bir nefes Daha güçlü üfler yüreğine aşkım ve ben çıkar giderim”

Yok mu Ayrılıkların Çaresi_

‎''Yok mu ayrılıkların çaresi?
Amaçsız bir örümcek, önünü ördü yalnızlığımın.
Dokunup bozsam günah mı?
Peki sensizliğimin sevabı kime?!
Bu göz yaşlarımla girecekse cennete birileri,
Ben hıçkırıklarımı helal ettim bile… ''

 
Ceyhun Yılmaz

Sen Beyaz Kadın_

SEN
BEYAZ KADIN
 
 
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
ben ki tek damla şarap içmedim
ekmeğin beyaz zeytinin siyah
olduğunu biliyorum
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
benim kusturucu sarhoşluğum
yoksulluğum

yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı
o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu
uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
iyimserliğin

ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
senin için okudum
geceyarıları


sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun


Attila İLHAN

Aşk Bitti_

 
AŞK B İ T T İ
 
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.

Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da

Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım

Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle

Ahmet TELLİ

_Susarak_


 
_SUSARAK_
 
Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....

Aziz NESİN

Tahir İle Zühre

TAHİR İLE
ZÜHRE
Sevgilim,
Tahir olmak da ayıp değil,

Zühre olmak da...
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil!
Bütün iş bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte;
Yani yürekte, yürekte...
Mesela bir barikatta dövüşerek,
Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken,

Mesela denerken damarlarında bir serumu,
Ölmek ayıp olur mu?
Olmaaaaz...
Sevgilim,
Tahir olmak da ayıp değil,

Zühre olmak da...
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil!
Bütün iş bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte;
Yani yürekte, yürekte...
Seversin dünyayı doludizgin
Ama o bunun farkında değildir!

Ayrılmak istemezsin ondan;
Ama o senden ayrılacak!

Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın seni sevmesi şart mı,
Değil...
Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi,

Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil,
Zühre olmak da...

Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil!
Bütün iş bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte;
Yani yürekte, yürekte gülüm yürekte...

Hoşgeldin kadınım...
Yorulmuşsun,
Nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını...
Ne gül suyu,
ne gümüş leğenim var...
Susamışsındır sevgilim;
Buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim...

Acıkmışsındır,
Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam;
Memleket gibi esir ve yoksuldur odam...
Hoşgeldin kadınım, kadınım hoşgeldin;
Hoşgeldin gülümmm...

Ayağını bastın odama,
Kırk yıllık beton çayır çimen şimdi...
Kurban olduğum güldün : )
Güldün;

Güller açıldı penceremin demirlerinde
Ağladın;
Avuçlarıma döküldü inciler..


Gönlüm gibi zengin,
Hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Hoşgeldin ka-dı-nım
Hoşgeldin kadınım


Hoşgeldin sevgilim
Hoşgeldin...

๑₪ HAYALLERLE YANYANA ₪๑

๑₪ HAYALLERLE YANYANA ₪๑
♥“Hayallerle yan yana, mesafelerle uzak

Bir şiirin ilk mısrası olabilir
Bir şarkının nakaratı
Bir filmin konusu veya bir kitabın son parağrafı…
Yada hayatın arasında birbirine tutunan,
iki sevgili ayrı ayrı...

♥“Hayallerle yan yana,
mesafelerle uzak

Neresinden bakarsan bak bir ince sızıyı saklar içinde,
Sen bir yanına düşersin gölgenle beraber,diğer yarım dediğin dünyanın bi başka yerine …
Hep eksik yaşarsın hayatın bir kaç rengini,en basitinden sabah uykularını bir düşünsene
Hani şu sevgiliyle aynı güne uyanılan sabah uykularının o güzel rengi varya,
İşte o eksıktır hep,hayatının bu soğuk döneminde..

♥“Hayallerle yan yana,,

mesafelerle uzak

Neresinden tutarsan tut yorgun bi çaresizliği gizler içerisinde…
Sen takvimlerden fal tutmaktan bıkkın,takvimler sana umut vermekten ırak,
Akrep yelkovan küçük anların takipçisi
Sense kaybolmuşsun çoktan,geçmeyen ayların arasında…

♥“Hayallerle yan yana,,

mesafelerle uzak

Sayfalara sığmayan şeyleri anlatır aslında belki…
Belki harflerden çok şey beklemeyi,belki de cümlelere iki kat fazla yüklenmeyi gerektirir ki zordur yazmasıda,yaşamasıda...
Aynı yastıkta görülen rüyaların kokusu,Camlardaki iki kişilik buğusu,
Sarılınca birbirinize karışan “işte bu an çok güzel” duygusu
O kadar çok şey kalır ki bunların arkasında söylenmeyen,ve bazen insanın payına hayattan öyle çok şey eksik düşer..

Ki birikir,

Ki dağ olur,sen gölgesinde kalırsın..

Ve bazen o uzaklar,
Ve bazen o özleyişler öyle yerleşmiş olur ki içine...
Kimbilir belki sonra kapamaya yetmez o açığı hiç bişeyler..
Ve sıkı sıkı sarılmalar...
Ne de uzun uzun kavuşmalar...
Belkide uzak mesafeler arasında,hayaller bile dayanamaz usulca silinirler…


Hayatın başka başka ucundaİki sevgili ayrı ayrı..


Alıntı


___ GiT______

___ G İ T ____
_____________


Şimdi Gidiyorsun Git!
Oysa senden tek bir damla istemiştim
Sana kocaman bir deniz sunmak için
Şimdi Gidiyorsun Git!

Ne zaman başladı bu hikaye
Anımsamak zor
Gençtim hazırda fırtınalarım vardı
Dört nala sevdalarım
Komazdı öle üç-beş nöbetleri
Geceler acıtmazdı içimi öle
Bir insan bu kadar eksilebilir mi?

Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
Bu şehrin bir yerlerinde
Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
Gözlerinden gizledi o seni
Sen bilmedin o adam bendim Unuttun mu?
Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
SENİ UNUTAMADI

İşin kolayına kaçmadım, uğruna ölmedim yani
Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
Sen bunu da bilmedin
Ben bir bakışına bin anlam yükledim
Sen aşka kestirmeden gittin
Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
Şimdi gidiyorsun Git!

Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
Bütün ışıklarımı söndürüyorsun
bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
yazıklar olsun, susuyorsun, susuyorum, susacaklarım bitmiyor.

Hani seni sevdiğini yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
Hani sen bana kalkmayı değil düşmemeyi öğretecektin
Neredesin neredesin?

Uzun lafın kısası yoktur, anlatacağım çok şey var
Hoyrat bir rüzgar gibi geldin
Aklımı, hayatımı dağıttın
Şimdi gidiyorsun Git!
Daha ayrılığa bile çarpmadan aşk bizden döndü
Bir yılan gibi soktun boynuma kimsesiz geceleri
Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
Ama sana dokunmak da yasak bana
Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
Sen varya sen Allah kahretsin!

Yani şimdi gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı?
Yani şimdi başkalarını seveceksin
Ben saçlarını okşadığımda ellerin öksüz kalırdı
Şimdi gidiyorsun Git!

Kahraman Tazeoğlu_


Yalancı__


ABD’li hipnoterapist David J. Lieberman, "Size Kimse Yalan Söyleyemez" adlı kitabında, kandırılanlar için "Yalan dedektörü" olmanın ipuçlarını veriyor

Klinik psikoloji alanında dünyaca tanınan ve kısa süreli terapide devrim niteliği taşıyan ’Nöro Dinamik Analiz’in yaratıcısı Lieberman’ın ilginç bilgiler içeren kitabı, Kuraldışı Yayıncılık’tan piyasaya çıktı. 

Kitabında insanoğlunun günümüzde kandırmaca dolu bir dünyada yaşadığına dikkati çeken Lieberman, ’Birilerinin bize yalan söylemesine engel olamayız ama bizi inandırmalarına engel olabiliriz’ görüşüne yer veriyor. 

Kitabın her bölümünde yalanın farklı bir yüzünün ortaya konulduğunu belirten Lieberman, kitaptaki yeni teknikler sayesinde herkesin kendilerine yalan söylenip söylenmediğini anlayabileceğini kaydediyor. 

YALAN SÖYLÜYORSA... 

Lieberman’ın araştırmalarına göre, birinin yalan söyleyip söylemediğini aşağıdaki ipuçlarıyla anlayabilirsiniz: 

• Yalan söyleyen kişi göz temasından kaçınır, göz göze gelmemek için elinden geleni yapar. 
• Yalan söyleyen ya da bir gerçeği saklayan kişi, ellerini ve kollarını daha az kullanır. 
• Kendisine soru sorulduğunda elleri sımsıkı kapanıyorsa ya da avuçları aşağı dönükse bu yalanın ya da kandırmanın sinyalidir. 
• Ellerini yüzüne ya da boynuna doğru götürüyor olabilir ama bedeniyle teması sadece bu kısımlarla sınırlı kalır. 
• Verdiği cevap nedeniyle içinin rahat olduğunu göstermeye çalışan kişi belli belirsiz kaçamak bir şekilde omzunu silker. 
• Kişinin el kol hareketleri ile söylediği sözler arasında zamanlama hatası vardır. Baş hareketleri mekaniktir. 
• Şaşırmış, korkmuş ya da mutluymuş rolü yapıyorsa, yüzünde beliren ifade, ağız bölgesiyle sınırlı kalacaktır. 
• Yalan söyleyen kişi ayakta dururken ya da otururken konuşma sırasında sırtını dik tutmaz. 
• Kendisini itham eden insandan uzaklaşmak isteğiyle muhtemelen bakışlarını kapıya doğru çevirir. 
• Konuştuğu insanla ya çok az fiziksel temas kurar ya da hiç kurmaz. 
• İşaret parmağını ikna etmek istediği kişiye yöneltmez. 
• Kendisini itham eden kişiyle arasına bir takım nesneler koyar. 
• Bilinçaltından sızan gerçek duygular, düşünceler ve niyetler dil sürçmesi şeklinde ortaya çıkar. 
• Karşısındaki kişi anlattığı hikayeye inanana kadar fazladan bilgi vermeye devam eder. 
• Sorulara asla doğrudan cevap vermez, dolaylı olarak ima eder. 
• Yalan söyleyen kişi, ’ben, biz ve bizim’ gibi zamirleri ya çok az kullanır ya da hiç kullanmaz. 
• Kullandığı kelimeler açık ve net olmayabilir. 
• Sorulan soruya oranla aşırı bir tepki gösterir. 
• Yalan söyleyen kişi, bütün sorularınıza cevap verebilir ama kendisi size soru sormaz’ 
• David J. Liberman’ın araştırmasına göre, yalan söyleyen kişi, konu değiştirildiğinde rahatlar ve gerginliği azalır. Yalancıları tanımanın diğer yolları da şöyle: 
• Haksız yere suçlandığına sinirlenmez. 
• ’Gerçeği söylemek gerekirse’, ’Dürüst olmak gerekirse’ ve ’Neden yalan söyleyeyim ki’ gibi cümleler kullanır. 
• Soruyu önceden düşünmüş ve cevabı hazırlamıştır. 
• Sorunuzu tekrar etmenizi ister ya da soruya soruyla karşılık verir. 
• Konuşmasına, ’Yanlış anlamanı istemem ama’ gibi bir cümleyle başlar. 
• İlginizi dağıtmak için şaka yapar ya da dalga geçer. 
• Daha ayrıntılı açıklama gerektiren konuları sıradan bir şeymiş gibi aktarır. 
• Hikayesi o kadar inanılmazdır ki, sırf bu yüzden inanırsınız.’ 

Gitmek İçin Sebep Çok__


Gitmek için sebep çoktur ama sevmeye bahane arar kalan.
Unutma, kapının koluna uzanacak yaşa geldiğinde, gitmeyi öğrenir insan.._

Utanır mısın?


Bir Gün Bir Köşede Sızıp Kalırsam,
 El Tanımasada Sen Tanırmısın:?
Sorsalar Sana Kim Diye,
 Bakıp Yaptığından Utanır mısın:?

Kimileri Vardır_

Kimileri Vardır Aşkın En Yücesine Lâyıktır,

Kimileri Vardır Aşkın En yücesini Versende Aşşağılıktır…



Sevgili Nasıl Olmalı_



Mevlanaya sormuşlar "sevgili" nasıl olmalı diye...
Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli ...
Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı
DAYANILMAZ OLDUĞUN ZAMANLARDA BİLE SANA DAYANMALI. . . !.

Ben Seni Susarak Sevdim_



Çalıntı kelimelerle sevmedim ben seni,
Başkasına ait cümleleri ağzıma almadım,
"Seni seviyorum" diyemeyişim bundandı belki de,
Ben seni susarak sevdim,
Sadece sessizliği kullandım..

Alıntı

27 Şubat 2011 Pazar

Rüzgarın Gökyüzündeki Rüyası __


 
Soğuk bir akşam günü esti inceden bir rüzgar
İliklerime işleyen bu rüzgar;
Bir rüya misali an be an heyecan vericiydi.
Benim gönlüm lalenin gönlü gibi aşkın büyüsüne kapıldı
Onu gördüm onu ...
Gülen yüzünde karanfil gibi güzel kokulu saçını göreli
Gönlüm karşılıksız sevgiye kapılıp sürüklenir
Gönül ki onu gördüğünde ateşlenmesin kalbi
Gönül ki onu süzdüğünde etkilenmesin
Ey gözlerim gönlümdeki ateşe gözyaşlarımı akıtmayın
Bu kadar tutuşan bir ateşe derman olmaz gayeden bir damla su
Bu ateşi söndürmeye ancak bir düşün gücü yeter.
O düş bu gece görebileceğim bir düş
O düş sevgimi dahada ateşlendiren bir düş
Kalbimdeki ateşi söndürecek
Yüreğimdeki sevgiyi dahada büyütecek
Bir söz söyleyecek bana
Diyecek ki ;
''Ben sana sadece bu akşam düş olmaya gelmedim
Ben senin bir ömür düşün olmaya ömrümü paylaşmaya geldim
Her gece değil her an seninle olacağım''
Bu aşkın büyüsü rüya gibidir ..
Gözünü kapatırsın görürsün sevdiceğini
Açarsın gözünü kör olursun göremezsin sevgi çiçeğini
Bizim sevdamız bizim hayatımız böyle olmayacak
Neden diye sorarsan ey sevgili;
Ben bir düş sen bir rüzgar
Sen estiğin sürece
BEN her an bir düş olacağım estiğin her gecede ..
İşte bu gece bizim gecemiz eselim esebildiğimizce...


 
Alıntı


Yasak Ama Sarıl Bana_

Figence
YASAK AMA SARIL BANA
Her tarafımı acıtıyor gece,
İmkansızlıkları düşlüyorum belki de kimbilir,

Umutlarım sokak ortasında delice koşan bir çocuğun vurulup ölmesiydi artık.

Uykum uzaklaşıyor bedenimden,
Gözlerimin su yolları taştı,

Göz yaşlarımla söndürüyorum yokluğunun ateşini,
Ellerini tutmak aşk hırsızlığına giriyor,

Yasak ama; sarıl bana,
Buna gerçekten ihtiyacım var.

Tüm yollar sana çıkıyor, parmaklarım seni çiziyor vücuduma,
Yapraklarım dökülüyor; gözlerime güneş batıyor,

Sen okunması gereken bir şiir iken ben yorgun bir nefesim artık.

Terk edilmiş sevinçlerim hasret uykusunda,
Dilimde acı tarafından bir tutam şarkı sözü,

Hayat 3 yanlışım dan biri olarak seni götürdü,
Birbirine karıştı gözyaşları ve gülücükler,

Bizim hiçbir masalımız olmayacak mı anlatılacak?
Kalbim ellerimden küçük peki ya yaşattıkları?

Dile getiremediğim sözlerimin içinde boğuluyorum,

Gitmeliyim henüz çatlaklarımdan ayrılmadan,
Kırılmadan orta yanımdan,

Yasak ama; Sarıl bana,
Buna gerçekten ihtiyacım var.
Alıntı

Sevginin Adı__

Figence
SEVGİNİN ADI_

Bir kapı aralamaktır veda çıkıp giderken.... Ve bir tesellî düşer kalbin en güzel yerine ........

Bir başka boyutta yazılıdır sevginin adı…

Yüreğe gelen her rüzgarın bir sesi vardır, sabrı tavsiye eden… Duymak gerekir bu sesleri taa derinlerden… Bir tebessümdür yeni olan her şey… Ve alışmaktır yüreğe serpilen her bir gözyaşına… Ve eskiye özlem, adına yeni denen her kapıyı aralamaktır aslında… Yüreğe kazılan her hâtıra için sevmektir, herkesi ve her şeyi… Eskinin hatırına yaşamaktır geleceği…

Ve anlatmaktır kâinata atılan asil imzanın sahibini… Yürekte çarpan ismini… Eskimeyen sevgisini… Yeni olan her şeyin ve mâzîdeki her nefesin sahibini… Sana, kapıları açan merhametini… Bir vasiyetse bu bırakmaktır elinin uzandığı herkese… Anlatmalıdır herkes O’nu… Kalbindeki yeri kadar, sevgisi cümle olup uçmalıdır gönüllere… Ve hissetmelidir yaratılış sebebini… Ve ayrılığın yükü hafiflemelidir gönlündeki…

Sevmekle başladıysa her şey, öyle bitmeli…

Kollarını açıp yollarda beklemeli… Sevmeli herkesi, hasta gönülleri iyileştirmeli… Boş sevgi cümleleri ile değil, sevgiyi yaratanı ekleyerek her bir söze, öyle kalplere girmeli…

Hoş görmeli dostları… Kırgınlıklar için vakit yokken, yarınlara gülümseyerek O’nun rızası ile başlamalı… Yürekten bir “Allah!” deyip şeytanları ağlatmalı… Ve bir umut olmak ruhunu acıtmış herkes için… Sabrı yoldaş edinmek… Reçetesi belli olan kalplerin eline ilaçlarını vermek…

Bir bahardır bu… Sevginin vakti gelmiştir… Açar her bir gönülde!.. Sabır ile sulanır ve filiz verir her bir nefesle… Anlattıkça yüce yaratıcıyı daha çok büyür içinde… Hatıralarda artık üzmez kendini… Bir tesellisi vardır adına gelecek denen... Ayrılık artık şenlenir.

Ruhların vedâsı etkilememeli insanlığa olan sevgimizi… Bunca vedâyı boş yere harcamamalı… Beyazlar giydirmeli ayrılıklara ve gönlümüze gömmeli… Gelecekteki her bir nefes uğruna gönüllere Hakk’ın rızası ile girmeli… Sevmeli, sevdirmeli…

Veda eden ruhun özlemi ile geçen hüzünlü bir gelecekte, zamanın kovaladığı nefesleri tüketmemeli… Adına son denen her şey sevgi ile can vermeli…

Sevmekle başladıysa her şey, öyle bitmeli…


alıntı

~Düşün~

Figence

Düşün (!)

Her Beden Bir Aşk

Sonrası Ayrılık Acısı

Yürek Katran Bağladı mı Bir Kere

Ağlamaklı Gecelerde

Güneş Tepende de Olsa

Gecedir Senin İçin Zaman

Kan Damlar Düşüncelerinden

Yüreğinin En Yalın Haliyle Seversin

Ne Şimdiki

Ne Geçmiş

Zaman,

Ne De Gelecek Bırakır Sende

Bu Karşılıksız Aşk

Çektirir

Hep Çektirir

Sonra Derler Ya Bir De

'' Aşk Masum Birşeydir ! ''


alıntı

Bir Adım Sus ...

 
Vazgeçmek için öyle uzun bir gece ki...
Tutunmuşken sesine; düşmek kadar yaralı, düş kadar yalan!
Başa dönmenin tutar yanı yok, devam etmenin geleceği...
Vazgeçmenin eteği örttü gecemizi.
Açarsak gözlerimizi, biri ölecek!
Kapattıkça ağlıyorum!" Ya ben" diyemeyeceğim kadar suçluyum bu gece...
Bitmez vicdan hesabımda ağlıyorsam, hayvanlığımdan!
Vazgeçmenin mümkünlüğü, bir kadının korkusunda.
Kendi korkusuzluğumda erdemsiz bir duruş, şeytansı bir inat!
İnsan olmanın sihrini, bir aşkla bozmuşum; haberim yok!
Çocuk gülüşüm sinsiliğimin maskesi, anlamlı kelimelerim hilelerimin kılıfıymış; haberim yok!Vazgeçmeden de yaşanabilseydi bu sevda!
Hak yemeden haklıca, kural yıkmadan legalce Ve boynumuza vebal almadan helalce...
Vazgeçmenin öncesinde, vazgeçilmenin içindeyim!
Sen bir adım sus, ben koşar adım susarım.
Konuşmadan yaşarım, ölüm sessizliğimi!
 
 
Alıntı
 

Sana Anlattıklarım Neleri Susuyor Bir Bilsen___

SANA  ANLATTIKLARIM
NELERİ SUSUYOR BİR BİLSEN


Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen
Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor

Boğazımı yırtarcasına susuyorum

Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
Ya sorulmamaktan solan sorularda

Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam
Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam

Pimi çekilmiş coğrafyalarda
Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım

Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım
Az gittim
Uz bittim
Hiç geldim!
Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
Kendine kaçak yolcular bindiren...
Her yolcuda kendine yakalanan!

"Kalbime girmek teklikeli ve yasaktır" larla
Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
Ve ben
Senden yırtılma bir yelkenle
Aynı yöne gittikçe
Aynı yere geldim
Sonumu baştan yazdım;
İçimde hala bana ilk aldığın acım!

Gece, sabahı da siyah kusuyor üstüme
Aklıma yaprakların dökülüyor
Bugün aklımda sen vardın;
Aklımı karıştırmadım!

Artık biliyorum
Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!

Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
Hala gözlerinde kalp kapaklarım
Seni almadan içinden nasıl giderim?
Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin
Koca koca kışları;
Kısa kısa şubatları biriktirdin...

Susku sınanmamış bir ustura gibidir
Susardın
İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın
"Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
Gönlünü çaldıkların !!!"

Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de
Ve adın gibi bilirsin;
Aramayı unutan bulmayı öğrenemez

Bugünler dünlerinden utanıyorsa
Hiç yarın olamayacaklar
Şimdi ne bugünsün ne de yarın
Olsa olsa sadece bir yarım;
Ya da eksilen yanım!

An kaybından ölen zaman
Senden daha katilini bulamadı kendine

Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından...
Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktın geride
Ekmeğini aşktan çıkaran!

Sus'talı bir aşk seninki
Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum
Korunak sandığım tüm senlerde
İçimde yoktan başka bir şey kalmadı

Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
İki büklüm acılarla
Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum

Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
Bende mi eksikti
Sen de mi fazlaydı sevinç?
Dilsizler yalan söyleyemez anladım,
Ya ben konuşamadım
Ya sen sağırdın!
Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki
İçimde kimseye yer bırakmadın

Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak

Hangi dil kendini kandırabilir ki?
Aşk bir suç değil mi;
Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.
Ve en saf ihanet, kendi ihanetine kanan

Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler

Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa
Gözlerinin kahvesinden içtiğimde oydu
Şimdi
Eksilen her yanıma adını verdim
Bu yüzden güzelim ben

Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda
bir bardak suda
Ben ancı sen soncu
"Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar"

Elbette unuturum sonunda
En fazla bir mevsim ağlarım
Alışırım yalancı baharlara ama;
Ama yine de biri beni kandırsın yokluğunda

Sen bu şiiri okurken ben başka bir şiir de olacağım

Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış meğer

Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor
Gittin değil mi?
Şimdi ne desem kar yağıyor


Kahraman Tazeoğlu

İstiyorum__


Rüzgar mı dedim...
İsterim ki saçların dağılsın.
Gece mi dedim..
Hemen düşüncelere dalmalısın.
___
Aşk der demez
Kalbin hızlı çarpmalı.
Sabah, dememe kalmadan
Uyanmalısın...


Özdemir Asaf

Ya Sonra / Özcan Deniz / Video


___YA SONRA___

Nedir derdin söyle diye
Bir gün bana sormadın
Yüzüme bakmadın
Bilsen nasıl acı çektim
Kendim kimse görsün istemedim
Candan seven birini bekledim

Sen yoktun ki, bu kara günlerde
Başkası vardı gönlünde
Gerçekleri gördüm yeter dedim

Bu günün birde yarını var
Mutluyduk belki, bu güne kadar
Ya sonra, ne yaparım senden sonra
Acımadan geçer yıllar
Zamanla yalnızlık başlar
Yola çıkar pişmanlıklar
Kal, sevgini de al
Gidiyorum ben, sen hoşça kal
Bugünlerin yarınları var, gidiyorum ben sen hoşça kal

Bilmem nasıl yaşarım ben
Böyle karşılıksız severken
Kopmalıyız iş işten geçmeden

Alışkanlık betermiş hepsinden
Korkuyorum her biten günden
Bırak kalbimi sen şimdiden

Anla beni sevgilim
Bıraktım seni
Kal, hoşçakal


Aşkı Reddetmek Gerekiyor_

Acı çekmemek için, aşkı reddetmek gerekiyordu.

Bu da hayattaki kötülükleri görmemek için, kendi gözlerini çıkarmak gibi bir şeydi_



Dilenci_


__D İ L E N C İ__

Sen hergün köşebaşlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.

-Victor Hugo-

Derdimi Seviyorum_

Derdimi seviyorum biliyorum ki derdimi veren de beni seviyor.
Seven, sevdiğinin nazını ölçüyor.
Sevilen çekmesin de neylesin ...

Hz.Mevlana


Seni Çok Seviyorum_

 
SENİ ÇOK SEVİYORUM_
 
Sen Kaderimsin Aşkın Ta Kendisisin
İçimde Kocaman Bir Dünya Kurdum
O Dunyanın Kalbisin
Yazılmış Tüm Aşk Türküleri Sanadır Sana
Bu Yangınlar Bu Yağmurlar Sanadır Sana
Sana Birşey Söylemek İstiyorum
Kulak Ver Bana
Seni Çok Ama Çok Seviyorum
Ve Bunu Bağıra Çağıra
Söylemekten Hiç Utanmıyorum
Sevdiğini Söylemekten Utanan İnsan
Korkağın Biridir
Sen Benim Yanımdayken
Hiç Birşeyden Korkmuyorum
Seni Çok Ama Çok Seviyorum
Ve Bunu Bağıra Çağıra
Söylemekten Hiç Utanmıyorum
Sevdiğini Söylemekten Utanan İnsan
Bizden Değildir
Sen Benim Yanımdayken
Hiç Birşeyden Korkmuyorum..
 

Kaybettiklerim Dağıttığım Servetimdir__

─╬╬─Bazılarından Fakir ve Çoğundan Zenginim. Küfemde Taşıdığım Hayallerim, Söylenecek Şarkılarım ve Paylaşılcak Dostluklarım Var. Bilmeyene Sevgiyi Öğretecek Kadar Büyük Bir Kalbim, Gidene Beddua Edemeyen Dilim Var. Yüreğimi Korkak Büyütmedim Ben.
Kaybettiklerim Dağıttığım Servetimdir!!!!..........─╬╬─

Figence

26 Şubat 2011 Cumartesi

Sevmiştim Seni__


 çok eskimiş bir aşkın hatırlanılması
sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması..
aslında işin açıkcası
rüzgârın fırtınaya dönüşmesi gibi
fırtınanın camı çerçeveyi indirmesi gibi
hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi
geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi sevmiştim seni!


Düello__

DÜELLO
 

Her tomurcuk bir çiçeğin uykusuna,
Her çiçek bir yemişin kuşkusuna,
Her yemiş bir böceğin korkusuna,
Uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür.

Özdemir ASAF

Adı Dua Olan Sevgilim___


ADI DUA OLAN SEVGİLİM


Yedi rekât günah kıldım bedeninde
Dizlerinde yedi zikir secdeye vardım
İhmalin uzak meleğine teninde aldandım
Yapayalnızdım kendi kalabalığım içinde
Tarih kadar yalnız,
aşka âşina, acıya unutkandım

Er yüzlerde tavaf ettim bunca yıl kalb evini
Kırk yemin kurutmuştur sanırken içimin pınarlarını
İnanmadığım Allah'a
Senin yüzünde inandım
Adı dua olan sevgilim
Yandım yandım yandım

Sessizliğe borcum var birkaç kelime,
Sessizliğe borcum var birkaç feryat,
Sessizliğe borcum var birkaç çığlık,
Sustum, yıllarca sustum kan içinde
Ödeyemedim borcumu onca şiirle
Adı dua olan sevgilim
Yandı ruhumun gömleği
Yedi deryalar içinde
Aştım aştım aştım

Aslında sen yoktun
Yalnızca bir duayı sevdim ben
Varlığın yalanımdı
Aşktım aşktın aşktı
Geçti gitti hepsi
Geçti gitti işte
Dudaklarım kilitli
Yasin yasin yasin

Çok şükür ölmeden
Son duamı ettim ben
Allah beni tek etti
Kendi dağımı kazdım defterime
Gün geldi burdan da gittim...

MURATHAN MUNGAN


Yağmur Herkese Yağar_

Figence
YAĞMUR HERKESE YAĞAR


Yağmur herkese yağar
Ama çok az insan tutar yağmurun ellerini.
Onca şarkı, onca film, onca roman
Ama sevmeye yetmez herkesin kalbi.
Çığ altında kalan, sele kapılan
Aşktan ve acıdan ölen
Birkaç kişi dünyayı başka bir yer yapmaya yeter.
Aslında onların hikayesidir anlatılan...
Diğerleri dinler, seyreder, geçer gider
Geçer gider herkes
Hikayedir geriye kalan.

MURATHAN MUNGAN