29 Nisan 2011 Cuma
BiR PeRi MaSaLı ___
Haberinin olmadığı hayallerin içinden, anlamayacağın bir lisanla, gecenin bir yarısı yazmak istedim, seni nasıl haberin olmadan sevdiğimi.Bilsen utanırım, yüzüne söylemeye zaten cesaretim yok, gururum yüreğime vurulan prangamdır. Dilimde kelimelerim lal olurken kalem ellerime hükmediyor, bir yazımlık mürekkep bu gece seni sayfalara taşıyor.
Uzakktan seyrediyorum her defasında seni, bakışlarım da sana karşı beslediğim hayaller gibi imkansız geliyor. Cesaretimi toplayıp yanından geçmeye bile utanıyorum, kalbim dile gelip de SENİ SEVİYORUM der diye korkuyorum. Yaklaşmaya ürkerken seviyorum demeye gücüm yetmez biliyorum. Kimsin, nesin bilmeden yüreğimi aşka düşürdüm, sarı saçlarından, kahverengi gözlerinden bir dünya kurdum kendime, seni senden habersiz sevmekteyim.
İçime yönünü bilmediğim yerlerden, belirli zaman dilimlerinde meltemler esmekte hafiften, esintinin getirdiği koku senindir diye,buz gibi havaya rağmen pencerelerini açıyorum odamın. Odama sen dolarsın, kokun odamın hakimi olur belki diye. Nefes diye içime havayı değil, seni çekiyorum. Ben senden adımlar kadar uzak mesafelerde, mevsimin adına inat bahar tadında cemreler büyütüyorum, yani ben seni senden habersiz sevmeye devam ediyorum.
Esmese bu rüzgarlar,
Kokundur diye içime çektiğim hava yüreğime dolmasa,
Bir hüzünlü düştü, uyandığımda terk edecek bu hüzün beni desem, diyebilsem
Kandırsam kendimi, gözlerime yasak etsem suretini
Nakış gibi işlesem gerçekleri düşlerin yamacına
Her gece bir duanın eşiğinde, sana dair dileklere tövbeleri bir bir sıralasam Vazgeçer miyim acaba seni senden habersiz sevmekten
Sanmıyorum….
Bazen kızıyorum, çık karşısına söyle nasıl sevdiğini, anlat hayallerinde yaşadığın aşkı diyorum kendime. Saniyelik cesaretlenmeler sarıyor dört bir yanımı, sonrası hep endişe karamsarlık. Sevmek zor bilirim, ama birini onun haberi olmadan sevmek,yaşamakla ölmek arasında bir adım ileri iki adım geri gitmek gibi bir şey. Kağıda dökmek en kolay olanı, gurur iflas ediyor, utangaçlık sözlerin gölgesinde yok oluyor. Sesimi duyuramıyorum belki, ama her cümlem avaz avaz; SENİ SEVİYORUM diye bağırıyor.
BiR PeRi MaSaLı bu
Yazan platonik bir aşık
Şahidi yalnızlık,
Cümleleri siper etmişim kendime
Yüreğimi hareket ettirmeye gücüm yokken
Sana nasıl söylerim
Seni senden habersiz sevdim, seviyorum diye.
Esme be rüzgar böyle delice, sen estikçe içimdeki bu acı beni dirhem dirhem tüketiyor.
alıntı
İstemek__
İSTEMEK_
Herkes bir şeyler ister kimisi az kimisi çok ama ister. Çok istersin olması için ama olmaz. Elinden gelen herşeyi yaparsın yine olmaz.
İstemek… bir şeyin olmasını istemek… gerçekten istemek nedir?
İstemek olmayı istediğin, olmasını istediğin şey için ölmeyi göze almak, ölecek kadar istemek, hatta olmak için, olması için ölmek demek!
İstemek… bir şeyin olmasını istemek… onu dilemek… onu arzulamak… tutkuyla… hırsla… ihtirasla onun olması için yanıp tutuşmak…
Ah ne zordur istemek? İstek sahibi olmak… tutku sahibi olmak… İstemek 'bedel ödemek' demek… bedelini hesap etmeksizin istemek demek… bedeli ne olursa olsun istemek demek.. isteğin şiddeti arttıkça ödenecek bedelin miktarının da artacağını bilmek demek… bedeli büyük olduğu için olması istenenden kaçmak değil, bedeli büyük olduğu için olması istenene koşmak demek.
Gönül cenneti istiyor imiş ammâ günahlar bırakmıyormuş.
Gönlümüzün isteklerini, istediklerini engelleyecek günah mı varmış bu dünyada?
Gönül bir kere isterse, gönlün kendisi cennet olmaz mı?
Bir kere gönül cenneti isterse dağlar tepeler düzlük, denizler yol olmaz mı insana?
Günah istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin içine yuvarlandığı çukur değil mi?
İsteseydin eğer, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu.
Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemek nedir ki bilmedin ki! Hiç tutulmadın sen! Tutkuların için ölmedin ki! İsteseydin ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç olmadın ki! Evet olmadın, çünkü sen hiç ölmedin!
Ölecek kadar istemedin, ölümün pahasına istemedin, ölümüne istemedin!
Sen hiç istemedin ki dostum! İstemesini bilmedin!
Çünkü sen ol deyince Olduranı hiç tanımadın!
Dücane Cündioğlu - Göz İzi kitabından
★☀☆ Seni Seviyordum ★☀☆ İclal Aydın // Video
S E N İ S E V İ Y O R D U M_
★☀☆
Sana uzak kentlerden birinde,
Zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi.
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi.
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri?
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan,kulağının arkasına düşüşü.
Ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın.
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
Ne güzeldiler.
Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler,
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
Geri dönüyordu çoğalarak. Senin sesini duyduğum
masalarda erteliyordum her şeyi.
Her şeyi erteleyişim oluyordun.
Kalp ağrısı oluyordun.
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk.
Dönemeçler geçiyor,köprüler göze alıyor
ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk.
Cesurduk.
Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı tüm karanfiller.
Ben seni seviyordum, sen bilmiyordun.
Sevinçlerim oluyordun ara sıra,sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun.
Bütün sevinçlerim bittikten sonra.
Yağmurlar yağdı serin Haziran akşamları.
Derken bir gün uzaktan gördüm seni.
Saçların bana inat, başın her şeye meydan okuyarak
işte yine aynı,kalbimi acıttın, her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun.
Şimdi bunları anlatsa sana birileri,
kimbilir ya da boş ver bilme en iyisi.
Zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi.
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi.
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri?
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan,kulağının arkasına düşüşü.
Ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın.
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
Ne güzeldiler.
Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler,
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
Geri dönüyordu çoğalarak. Senin sesini duyduğum
masalarda erteliyordum her şeyi.
Her şeyi erteleyişim oluyordun.
Kalp ağrısı oluyordun.
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk.
Dönemeçler geçiyor,köprüler göze alıyor
ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk.
Cesurduk.
Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı tüm karanfiller.
Ben seni seviyordum, sen bilmiyordun.
Sevinçlerim oluyordun ara sıra,sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun.
Bütün sevinçlerim bittikten sonra.
Yağmurlar yağdı serin Haziran akşamları.
Derken bir gün uzaktan gördüm seni.
Saçların bana inat, başın her şeye meydan okuyarak
işte yine aynı,kalbimi acıttın, her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun.
Şimdi bunları anlatsa sana birileri,
kimbilir ya da boş ver bilme en iyisi.
İclal AYDIN
Bana,Beni Sevdiğini Söyle_
BANA BENİ SEVDİĞİNİ SÖYLE
Bana, beni sevdiğini söyle.
Ama,
Sırf laf olsun diye,
İki kelimeyi bir araya getirerek yapma bunu.
Hele ki,
Sırf beni mutlu etmek için,
Veya kendi vicdanını rahatlatmak için söyleyeceksen bunu,
Hiç açma ağzını.
Bana beni sevdiğini söyle.
Öyle bir söyle ki bunu,
Hiçbir şarkıda duymamış,
Ve hiçbir şiirde okumamış olayım.
Hiç kimseye söylemediğin kadar özel,
Hiç kimseden duymadığım kadar saf,
Ve temiz olsun.
Özlemim gibi olsun.
Bana beni sevdiğini söyle.
Eski lahitleri yerinden oynatacak kadar güçlü söyle bunu.
Söylerken,
Özlemim doysun sana...
Kuruyan bedenim yeniden can bulmalı.
Bunu yapabileceksen eğer,
Hiç durma!
Bana beni sevdiğini söyle!
Bu şehire yavaş yavaş kara bulutlar çöküyor
Bana, beni sevdiğini söyle.
Ama,
Sırf laf olsun diye,
İki kelimeyi bir araya getirerek yapma bunu.
Hele ki,
Sırf beni mutlu etmek için,
Veya kendi vicdanını rahatlatmak için söyleyeceksen bunu,
Hiç açma ağzını.
Bana beni sevdiğini söyle.
Öyle bir söyle ki bunu,
Hiçbir şarkıda duymamış,
Ve hiçbir şiirde okumamış olayım.
Hiç kimseye söylemediğin kadar özel,
Hiç kimseden duymadığım kadar saf,
Ve temiz olsun.
Özlemim gibi olsun.
Bana beni sevdiğini söyle.
Eski lahitleri yerinden oynatacak kadar güçlü söyle bunu.
Söylerken,
Özlemim doysun sana...
Kuruyan bedenim yeniden can bulmalı.
Bunu yapabileceksen eğer,
Hiç durma!
Bana beni sevdiğini söyle!
Bu şehire yavaş yavaş kara bulutlar çöküyor
Kuşlar çoktan terketmiş...
Ufukta batan güneş bile,
Yarın doğmayacak gibi gömülüyor geceye.
Çabuk ol,
Bana beni sevdiğini söyle.
Sesin kılavuzum olsun,
Nefesinle yardım et bana.
Sisler, dumanlar arasında kayboluyorum...
Gecenin karanlığında bile gölgelerden saklanır oldum.
Bana,beni sevdiğini söyle.
Söyle ve kurtar beni buradan,
Bul ve kurtar.
Bana beni sevdiğini söyle.
Tenindeki kokum,
Aklındaki özlem,
İçindeki ateşim
Ve yüreğindeki sevgim,
Eğer hala yerindeyse,
Onlarla ara beni.
Üzerindeki yırtık ve kirli hayali fahişeyi çıkar at!
İçinde bir yerlerde
Sadece mutlu olmayı dileyen iyi bir kadın var.
Sana özlem dolu.
Yanına onu da al,ve bul beni.
Acele et...
Bana beni sevdiğini söyle...
Bağırmana, haykırmana gerek yok.
Yüreğinde söyle, ben duyarım.
Yeter ki,
Dudaklarının arasından fırlatıp attığın diğerleri gibi olmasın.
Bana beni sevdiğini söyle.
Kalbinden çıkar,damarlarında dinlendir,ciğerlerinde süz,
Ve öyle söyle.
Söyle ki,
Ruhum yeniden canlansın,
Küllerim, dağları nehirleri aşıp,
Vücudunu kaplasın.
Lütfen,
Bana beni sevdiğini söyle...
Alıntı
Ufukta batan güneş bile,
Yarın doğmayacak gibi gömülüyor geceye.
Çabuk ol,
Bana beni sevdiğini söyle.
Sesin kılavuzum olsun,
Nefesinle yardım et bana.
Sisler, dumanlar arasında kayboluyorum...
Gecenin karanlığında bile gölgelerden saklanır oldum.
Bana,beni sevdiğini söyle.
Söyle ve kurtar beni buradan,
Bul ve kurtar.
Bana beni sevdiğini söyle.
Tenindeki kokum,
Aklındaki özlem,
İçindeki ateşim
Ve yüreğindeki sevgim,
Eğer hala yerindeyse,
Onlarla ara beni.
Üzerindeki yırtık ve kirli hayali fahişeyi çıkar at!
İçinde bir yerlerde
Sadece mutlu olmayı dileyen iyi bir kadın var.
Sana özlem dolu.
Yanına onu da al,ve bul beni.
Acele et...
Bana beni sevdiğini söyle...
Bağırmana, haykırmana gerek yok.
Yüreğinde söyle, ben duyarım.
Yeter ki,
Dudaklarının arasından fırlatıp attığın diğerleri gibi olmasın.
Bana beni sevdiğini söyle.
Kalbinden çıkar,damarlarında dinlendir,ciğerlerinde süz,
Ve öyle söyle.
Söyle ki,
Ruhum yeniden canlansın,
Küllerim, dağları nehirleri aşıp,
Vücudunu kaplasın.
Lütfen,
Bana beni sevdiğini söyle...
Alıntı
Aşk Bazen__
__Bazen de sultanı köleye döndürür,
Aşk, bazen hizmetçi eder umuma,
__Bazen de taş kalbi yufkaya döndürür.
Aşk, bazen uzağı yakın,yakını eder uzak,
__Bazen de dümdüz yollarda kurar tuzak.
Aşk, bazen gül bahçelerinde dikenleri,
__Bazen de dikenler içinde gülleri derdirir.
Aşk, bazen murada erdirir,
__Bazen de sevda çarmıhında gerdirir.
Aşk, bazen bir tebessümle insanı kandırır.
__Bazen de fani dünya ateşinde yandırır,
Aşk, bazen deryalara daldırır,
__Bazen de kükremiş aslan misali ona buna saldırır.
Aşk, bazen ekmeği en güzel bala bandırır,
__Bazen de en lezzetli aş olup ağıları andırır.
Aşk, bazen gurbet ellerini dolaştırır,
__Bazen de yare giden yolları birer-birer aşındırır.
Aşk, bazen er meydanlarında savaştırır,
__Bazen de köprüler kurar gönülleri barıştırır.
Aşk, bazen bela musibetleri savuşturur,
__Bazen de sevda arenalarında azgın boğalarla güreştirir.
Aşk, bazen en ağır illete bulaştırır,
__Bazen de gönül mabedinde dostlarla buluşturur.
Aşk, bazen karanlıkları aydınlık,
__Bazen de aydınlıkları karanlıklar eder.
Aşk, bazen çareleri tükenmiş naçar,
Bazen de dünyaya hükmeden bir sultan eder.
Aşk, bazen kanadı kırık uçamayan bir kuş,
__Bazen de en yükseklerde uçan bir turna eder.
Aşk, bazen deli gömleğini giymiş bir zırdeli,
__Bazen de en mutlu bir çocuk misali şen şakrak eder.
Aşk, bazen sayfalar dolusu sevda mektupları yazdırır,
__Bazen de çektirir naraları insanı azdırır.
Aşk, bazen toprak damlı küçük bir evi saray sandırır,
__Bazen de en muhteşem saraylarda dünyaya küstürür.
Aşk, bazen tam kıvamında pişmiş yemeğe soğuk su koydurur,
__Bazen de zemherilerde ceketi gömleği soydurur.
Aşk, bazen en güçlü yağlı kurşun olur yaralamaz öldürmez,
__Bazen de haşin bir bakış olur alır mutluluğu elinden güldürmez_
Anladım ki___
ANLADIM Kİ!_
Gecenin karanlıkları bile tarif etmeye yetmez di
Yüreğim de ki karanlıkları
Hep umutla bekledim
Bir aşktı yaşamak istediğim
Sadeceaşk istedim
Gerçek biraşk diledim
Nerden bilirdim ki!
Paylaşmak zorunda kalmayacağım biraşk dilemem gerektiğini
Öyle çok çalan olmuştu ki gönül kapımı
Bazen duymazdan geldim
Bazen de görmezden
Kimizaman duymadım bile sesini
Ve…
Aşk…
Geldi işte çaldı gönül kapımıİlk defa açtım gönlümün kapısını
Sen gelmiştin çünküaşk gelmişti
İçeriden geliyordu sıcaklığı, kokusu
Yıllardır pas tutmuştu beklemekten
Gönül kapımın kolu
İşte bu yüzden zor açıldı
Sana tavır, naz değildi bekletmem
Sen girdiğinde nasılda gitti karanlıklar
Yeşile döndü rengi
Rutubet kokan duvarlar
Çiçekler açtı gönül penceremde
Renk, renk mis kokulu, sen kokulu
Ve…
Aşk…
İşte buymuş derken sana kapıyı açarken nerden bilirdim ki
Sen bu gönülde bir misafirsin
Arada bir geleceksin
Şimdi düşünüyorum
Konuşuyorum gönlümle
Dertleşiyorum
Ağlaşıyoruz halimize
Bilseydik senin birmisafir olduğunu
Açar mıydım ki kapıyı
Açsam da gönlüm alır mıydı seni içeri
İkimizde bilmiyoruz
Aşk…
İstemiştim kabul oldu dileğim
Ve...
Anladım ki
Bir dilek tutarken iyi düşünmek gerekirmiş
Geçte olsa anladım
Her gün gözyaşlarımı salarken
Hüzün kokan yanaklarımdan
Aşkınla yanan gönlüme doğru
Anladım sen bir misafirsin gönlümde
Arada bir gelen
Sonrada hasretleri yükleyip yüreğime
Giden…
alıntı
27 Nisan 2011 Çarşamba
ڪے Dertler Benim Olsun ڪے Ebru Gündeş // Video
♥ L♥O♥V♥E♥DERTLER BENİM OLSUN♥ L♥O♥V♥E♥
Bir zamanlar benim sevgilimdin
Yanımdayken bile hasretimdin
Şimdi başka bir aşk buldun
Mutluluk senin olsun
Dertler benim çile benim
Hayat senin senin olsun
Ben daha ne çile dertlere yolcuyum
Ben alnına dert yazılan kader mahkumuyum
Fark etmez yaşamak
Sen mesut ol yeter
Dertler bana gönül vermiş
Ben aşk sarhoşuyum
Dilerim her arzun gerçek olsun
Hayat bu şansın hep açık olsun
Dertler benim çile benim
Hayat senin senin olsun
Hatıralar hasret benim
Ömrüm senin senin olsun
Bir gün daha geçti yine sensiz
Aşkım ağlıyor bak sessiz sessiz
Çare bensiz ben çaresiz ümidim senin olsun
Sana gelen dertler benim
Mutluluk senin olsun
İsterdim ömrümüz geçseydi beraber
İstermiydim ayrılık gülseydi şu kader
Ben çile dert dolu sen ümitler yolu
Şimdi sensiz bak seninle geçiyor mevsimler
Bir zamanlar benim sevgilimdin
Yanımdayken bile hasretimdin
Şimdi başka bir aşk buldun
Mutluluk senin olsun
Dertler benim hasret benim
Ömrüm senin senin olsun
L♥O♥V♥E♥
26 Nisan 2011 Salı
Üzülüyorsun Takma Diyorlar__
ÜZÜLÜYORSUN, TAKMA DİYORLAR.
KIZIYORSUN, DEĞMEZ DİYORLAR.
BOŞ VERİYORSUN, GAMSIZ.... DİYORLAR.
SUSUYORSUN, İKİ ÇİFT LAF ET, DİYORLAR.
KONUŞUYORSUN, MUHATAP OLMA DİYORLAR. ÇEKİP GİDİYORSUN, MÜCADELE ET, DİYORLAR.
ALTTAN ALIYORSUN, TEPENE ÇIKARDIN DİYORLAR. BAĞIRIYORSUN, SAKİN OL DİYORLAR.
AKLI BAŞINDA OLUYORSUN, BU KADAR USLU OLUNMAZ Kİ DİYORLAR.
DİKİNE GİDİYORSUN, SANA YAKIŞMAZ DİYORLAR.
ÖLÜNCE NE DİYECEKLER.? MUHTEMELEN; ÖLÜM SANA YAKIŞMADI...
DİYECEKLER. EEE NORMAL TABİ...
DİRİMİZİ BEĞENMEDİLER Kİ ÖLÜMÜZÜ BEĞENSİNLER.''!!!
Alıntı
★☀☆ Kararını Ver Artık // Kamuran Akkor // Video
★☀☆ KARARINI VER ARTIK ★☀☆
BİR YOL ÇİZEYİM
YA
ECELİM
OL
YA
MUTLULUĞUM
Bu hayatını kahrını çekmekten bıktım
Birde SENİN kahrını nasıl çekeyim___
Kalp Kalpısı_
19. yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt’ın, bir bahçeyi anlatan tablosu Londra Kraliyet Akademisi’nde sergileniyordu.
Hunt’ın “Evrenin Işığı” adını verdiği bu tabloda gece elinde bir fenerle bahçede duran filozof görünüşlü bir adam vardı.
Adam, öteki eliyle bir kapıyı vuruyor ve içeriden sanki bir yanıt bekliyormuşçasına duruyordu. Tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni Hunt’a döndü “Güzel bir tablo doğrusu, ama anlamını bir türlü kavrayamadım” dedi.” “Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı?
Ona kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz da…”
Hunt gülümsedi. “Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki…”dedi ve tablosunun anlamını açıkladı.
Hunt gülümsedi. “Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki…”dedi ve tablosunun anlamını açıkladı.
“Bu kapı, insan kalbini simgeliyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışında kola gereksinim yoktur…”
O kapı size içerden açılmamışsa giremezsiniz… ” *
Alıntı
O kapı size içerden açılmamışsa giremezsiniz… ” *
Alıntı
Üç Heykelin Öyküsü__
(¯`(♥)´¯) ÜÇ HEYKEL__
(¯`(♥)´¯)(¯`(♥)´¯)
(¯`(♥)´¯)(¯`(♥)´¯)
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek birbirlerine zekâ gösterisi yaparlardı.
Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynisi üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.
Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komsu ülke hükümdarına gönderildi.
Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.
Söyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: ..
“-Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynisi gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.”
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler.
Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akilli ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı.
Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.
Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı. İkinci heykele de ayni işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı. Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.
Hükümdar heykelleri gönderen komsu hükümdara cevabi yazdı:
“Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir. Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir. En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”….
Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.
Söyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: ..
“-Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynisi gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.”
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler.
Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akilli ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı.
Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.
Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı. İkinci heykele de ayni işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı. Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.
Hükümdar heykelleri gönderen komsu hükümdara cevabi yazdı:
“Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir. Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir. En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”….
Alıntı
Sevgisiz Hayat_
Sevgisiz Hayat.
Sevgisiz zeka, bizi küstah yapar.
Sevgisiz adalet, bizi dizginsiz yapar.
Sevgisiz ...diplomasi, bizi iki yüzlü yapar.
Sevgisiz başarı, bizi kibirli yapar.
Sevgisiz zenginlik, bizi haris yapar.
Sevgisiz uysallık, bizi hizmetkâr yapar.
Sevgisiz yoksulluk, bizi mağrur, aksi yapar.
Sevgisiz güzellik, bizi gülünç yapar.
Sevgisiz kudret, bizi zorba, despot yapar.
Sevgisiz çalışma, bizi köle yapar.
Sevgisiz sadelik, bizi değersiz yapar.
Sevgisiz yasa, kural, bizi tutsak yapar.
Sevgisiz siyaset, bizi bencil yapar.
Sevgisiz inanç, bizi bağnaz yapar.
SEVGİSİZ HAYAT
Sevgisiz zeka, bizi küstah yapar.
Sevgisiz adalet, bizi dizginsiz yapar.
Sevgisiz ...diplomasi, bizi iki yüzlü yapar.
Sevgisiz başarı, bizi kibirli yapar.
Sevgisiz zenginlik, bizi haris yapar.
Sevgisiz uysallık, bizi hizmetkâr yapar.
Sevgisiz yoksulluk, bizi mağrur, aksi yapar.
Sevgisiz güzellik, bizi gülünç yapar.
Sevgisiz kudret, bizi zorba, despot yapar.
Sevgisiz çalışma, bizi köle yapar.
Sevgisiz sadelik, bizi değersiz yapar.
Sevgisiz yasa, kural, bizi tutsak yapar.
Sevgisiz siyaset, bizi bencil yapar.
Sevgisiz inanç, bizi bağnaz yapar.
SEVGİSİZ HAYAT
alıntı
Temizlik Yaptım Bugün__
★☀☆ TEMİZLİK YAPTIM BUGÜN ★☀☆
Temizlik yaptım bugün. .
Bahar temizliği.
Neşe ektim hoşgörü güven sevgi ektim. .
Almadan vermeyi sevilmeden de sevmeyi paylaşmayı ektim. .
Korkusuzlukları ektim alabildiğine...
Saatlerce ektim korkusuzluğu...
Mutluluk ektim doğallık.
Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Sevgi ektim her hücreme.
Coşku heyecan sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim.
Baş eğme değil.
Olduğu gibi kabullenme__
Mutluluk ektim doğallık.
Sonsuzluk...
Bağışlama ektim.
Sevgi ektim her hücreme.
Coşku heyecan sessizlik ektim.
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim.
Baş eğme değil.
Olduğu gibi kabullenme__
25 Nisan 2011 Pazartesi
Seven Yüreğime Sor Beni __
SEVEN YÜREĞİME SOR BENİ
Her gece kan-ter içinde uyanıyorsam eğer
hasretin ateş olup giriyorsa koynuma
seni düşünüp özlüyorsam, uyuyamıyorsam ıslanıyorsa kirpiklerim seni her andığımda
yağmur olup yüreğime yağıyorsan her gece
her düşündüğümde hızla çarpıyorsa kalbim
sensiz bir kez olsun gülmüyorsam bu şehirde
savruluyorsam sokak sokak
ürperiyorsam yaprak yaprak
esip geçen rüzgarlara sor beni
Hasret ateşleri yağıyorsa üzerime her gece
kül ateş, ateş alev, alev kor olup yakıyorsa
kahroluyorsa kalbim seni andığımda
ve hiç bir kural tanımıyorsa artık
titreyen yüreğime söz geçiremiyorsam
kaçmak istedikçe sana dönüyorsam yine
ölüyorsam aşkından her gün dirhem dirhem
ateş - alev sevdalara sor beni
Seninle gözgöze her geldiğimde
ben lal olmuş bülbül, sen gül oluyorsan
düğümleniyorsa boğazımda kelimeler
çıkmıyorsa sesim, daralıyorsa nefesim
konuşamıyorsam tek bir kelime
depremsi bir titreme başlıyorsa bedenimde
ve çözülüveriyorsa dizlerimin bağı
şu deli - divane gönlüme sor beni
Sensiz böyle boynu bükük duruyorsam eğer
kirpiklerimden süzülen damlalar,
ıslatıyorsa yüreğimi her gece.
hep bulutlarda saklıyorsam gözlerini
içime düşüyorsan tane tane her yağmur yağıdığında
kirpiklerimin kıyısında martı olup uçuyorsan
sesinden başka ses duymuyorsa kulaklarım
susuyorsa denizler seni düşündüğümde
gelip seriliyorsan kıyılarıma sular gibi
gelip sokuluyorsan uykularıma
gelip sokuluyorsan rüyalarıma
sensiz geçen gecelere sor beni
Damarlarımda aşk olup dolaşıyorsan
şiir şiir duruveriyorsan içime her düşündüğümde seni
her şarkıda nağme nağme doluveriyorsan kulaklarıma
mavi bir coşku oluyorsan bedenimde aşkça
çıkıp ırmaklarla dertleşiyorsam her gece
ay gibi akıyorsan yüreğime beyaz tüller içinde
yalnız yıldızlarla paylaşıyorsam seni sevdiğimi
sana anlatamıyorsam
bir kır çiçeği hüzün saçıyorsa gözlerime
su olup akıyorsam, ateş olup yakıyorsam
beceremiyorsam sana aşkımı anlatmayı
beceremiyorsam sensiz yaşamayı ve ölmeyi
şu seni ölümüne seven yüreğime sor beni
hasretin ateş olup giriyorsa koynuma
seni düşünüp özlüyorsam, uyuyamıyorsam ıslanıyorsa kirpiklerim seni her andığımda
yağmur olup yüreğime yağıyorsan her gece
her düşündüğümde hızla çarpıyorsa kalbim
sensiz bir kez olsun gülmüyorsam bu şehirde
savruluyorsam sokak sokak
ürperiyorsam yaprak yaprak
esip geçen rüzgarlara sor beni
Hasret ateşleri yağıyorsa üzerime her gece
kül ateş, ateş alev, alev kor olup yakıyorsa
kahroluyorsa kalbim seni andığımda
ve hiç bir kural tanımıyorsa artık
titreyen yüreğime söz geçiremiyorsam
kaçmak istedikçe sana dönüyorsam yine
ölüyorsam aşkından her gün dirhem dirhem
ateş - alev sevdalara sor beni
Seninle gözgöze her geldiğimde
ben lal olmuş bülbül, sen gül oluyorsan
düğümleniyorsa boğazımda kelimeler
çıkmıyorsa sesim, daralıyorsa nefesim
konuşamıyorsam tek bir kelime
depremsi bir titreme başlıyorsa bedenimde
ve çözülüveriyorsa dizlerimin bağı
şu deli - divane gönlüme sor beni
Sensiz böyle boynu bükük duruyorsam eğer
kirpiklerimden süzülen damlalar,
ıslatıyorsa yüreğimi her gece.
hep bulutlarda saklıyorsam gözlerini
içime düşüyorsan tane tane her yağmur yağıdığında
kirpiklerimin kıyısında martı olup uçuyorsan
sesinden başka ses duymuyorsa kulaklarım
susuyorsa denizler seni düşündüğümde
gelip seriliyorsan kıyılarıma sular gibi
gelip sokuluyorsan uykularıma
gelip sokuluyorsan rüyalarıma
sensiz geçen gecelere sor beni
Damarlarımda aşk olup dolaşıyorsan
şiir şiir duruveriyorsan içime her düşündüğümde seni
her şarkıda nağme nağme doluveriyorsan kulaklarıma
mavi bir coşku oluyorsan bedenimde aşkça
çıkıp ırmaklarla dertleşiyorsam her gece
ay gibi akıyorsan yüreğime beyaz tüller içinde
yalnız yıldızlarla paylaşıyorsam seni sevdiğimi
sana anlatamıyorsam
bir kır çiçeği hüzün saçıyorsa gözlerime
su olup akıyorsam, ateş olup yakıyorsam
beceremiyorsam sana aşkımı anlatmayı
beceremiyorsam sensiz yaşamayı ve ölmeyi
şu seni ölümüne seven yüreğime sor beni
Alıntı
Bana Bir Şarkı Söyle__
BANA BİR ŞARKI SÖYLE
Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin, aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
İşte öyleyim, kapkarayım bugün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle...
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin, aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
İşte öyleyim, kapkarayım bugün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle...
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Gittin mi Büyük Gideceksin_
Kaç Ben Öldü Sen de..?
Kaç Ben Öldü Sen de..?
Ben de Bir Sen Ölene Kadar
Kaç Gözyaşı Aktı Senden
Ben Toprağı Gözlerimle Beslerken
Kaç Zafer İlan Ettin Sen___
Ben Ölüm İle Bittim Derken
Söylesene Kaç Maske Taktın
___SENİ SEVİYORUM derken___
Ben de Bir Sen Ölene Kadar
Kaç Gözyaşı Aktı Senden
Ben Toprağı Gözlerimle Beslerken
Kaç Zafer İlan Ettin Sen___
Ben Ölüm İle Bittim Derken
Söylesene Kaç Maske Taktın
___SENİ SEVİYORUM derken___
24 Nisan 2011 Pazar
♥¨ ¸.♥´ ♪¸.♥ Ölümsüz Aşklar // Ebru Gündeş // Video
Ö L Ü M S Ü Z
AŞKLAR
♥¨ ¸.♥´ ♪¸.♥¸¸.•
Bu gül bahçesinde kaç günlük ömrün var
Solmadan yaşarsan şöyle bir an kadar
Kocahayat dediğin birkaç hatıra
Bir gülle bahar gelmez, baksana etrafına
Nice sultanlar orda, kara toprak altında
Sana mı kalacakdünya ?
Hayata sövende çok, ölüme gülen de çok
Ahh bunu tatmayan yok...
Ölümsüz aşklar var da,
Ölmeyen aşık var mı ?
Güvenme gençliğine,
Ölen hep ihtiyar mı ?
Solmadan yaşarsan şöyle bir an kadar
Koca
Bir gülle bahar gelmez, baksana etrafına
Nice sultanlar orda, kara toprak altında
Sana mı kalacak
Hayata sövende çok, ölüme gülen de çok
Ahh bunu tatmayan yok...
Ölümsüz aşklar var da,
Ölmeyen aşık var mı ?
Güvenme gençliğine,
Ölen hep ihtiyar mı ?
Figence |
22 Nisan 2011 Cuma
☆ •*`*•..✿ Gel Demeyeceğim // Demis Rousses // Goodbye My Love // Video
GEL DEMEYECEĞİM
Günler var ki beni aramadın, yazmadın.
Senden gelecek bir mektubu bekledim boşuna.
Önceleri içim umutla dolu, postacının kapımı çalmasını bekledim. Neredesin?
Günler var ki beni aramadın, yazmadın.
Senden gelecek bir mektubu bekledim boşuna.
Önceleri içim umutla dolu, postacının kapımı çalmasını bekledim. Neredesin?
Satırlarınla aydınlamasını bekledim bu karanlığın.
Saatler saatleri, günler günleri kovaladı.
Git gide büyüdü verdiğin yalnızlık, yüreğim kahırla doldu.
Ümit etmenin mutlu heyecanları, yerini tarifsiz bir hüzne bıraktı.
Kocaman, kalabalık bir şehirde yapayalnız kaldım işte...
Nerdesin? Beni unuttun diyemem, unutmadığını biliyorum.
Ama düşün ki, benden uzaklaştığın her kilometre, sana olan sevgimi bir kat daha artırdı.
Senden başka bir şey düşünemez oldum.
Geri döndüğün zaman, eminim şaşıracaksın.
Böylesine mesafelerle büyüyen, zamanla derinleşen bir aşkın karşısında olmak kim bilir ne kadar değiştirecek seni...
Yüzünde pembelerin en güzeli, gözlerinde ışıkların en parlağı ile sevilmenin çok çok sevilmenin hazzını yudum yudum içeceksin.
Sevilen bir kadının mutluluğunu seyredeceğim sende.
Sevdiğim kadının ölümsüzlüğünü yaşayacağım.
Neredesin?
Dün evinin önünden geçtim.
Perdelerin kapalıydı, dolu doluydu gözleri pencerelerin.
Kapın sanki bir daha hiç açılmayacak gibi kapanmıştı sokağın yüzüne. Kim bilir odalar, eşyalar ne haldeydi sensiz?
Her dakika ayaklarının güzelliğiyle mest olan halılar ne yapıyordu şimdi?
Ya kokuna ve sıcaklığına alışmış yatağın ne haldeydi?
Baktım sen yoktun, duvarlar kararmıştı.
Sokağından yaşayan bir ölü gibi geçtim ve bir hüzün anıtı halinde bıraktım evini.
Neredesin?
Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş yokluğun...
Kaderde bu sensizlik de varmış...
Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış...
Sesini duymak varmış şarkılarda, bütün kitaplarda seni okumak varmış...
Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun...
Kağıtlara seni yazmak varmış, renk renk düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış...
Artık hiç yazmasan da olur, hiç gelmesen de...
Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun...
Bir daha nerdesin demeyeceğim.
Bendesin artık...
Dudaklarımın değdiği kadehlerdesin.
Serin yağmurlar getiren bulutlardasın.
Kah denizlerdesin, kah rüzgarlardasın.
Uzaktasın ama yine bu şehirdesin.
Gittiğine inanmıyorum GEL DEMEYECEĞİM !!!!!
Saatler saatleri, günler günleri kovaladı.
Git gide büyüdü verdiğin yalnızlık, yüreğim kahırla doldu.
Ümit etmenin mutlu heyecanları, yerini tarifsiz bir hüzne bıraktı.
Kocaman, kalabalık bir şehirde yapayalnız kaldım işte...
Nerdesin? Beni unuttun diyemem, unutmadığını biliyorum.
Ama düşün ki, benden uzaklaştığın her kilometre, sana olan sevgimi bir kat daha artırdı.
Senden başka bir şey düşünemez oldum.
Geri döndüğün zaman, eminim şaşıracaksın.
Böylesine mesafelerle büyüyen, zamanla derinleşen bir aşkın karşısında olmak kim bilir ne kadar değiştirecek seni...
Yüzünde pembelerin en güzeli, gözlerinde ışıkların en parlağı ile sevilmenin çok çok sevilmenin hazzını yudum yudum içeceksin.
Sevilen bir kadının mutluluğunu seyredeceğim sende.
Sevdiğim kadının ölümsüzlüğünü yaşayacağım.
Neredesin?
Dün evinin önünden geçtim.
Perdelerin kapalıydı, dolu doluydu gözleri pencerelerin.
Kapın sanki bir daha hiç açılmayacak gibi kapanmıştı sokağın yüzüne. Kim bilir odalar, eşyalar ne haldeydi sensiz?
Her dakika ayaklarının güzelliğiyle mest olan halılar ne yapıyordu şimdi?
Ya kokuna ve sıcaklığına alışmış yatağın ne haldeydi?
Baktım sen yoktun, duvarlar kararmıştı.
Sokağından yaşayan bir ölü gibi geçtim ve bir hüzün anıtı halinde bıraktım evini.
Neredesin?
Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş yokluğun...
Kaderde bu sensizlik de varmış...
Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış...
Sesini duymak varmış şarkılarda, bütün kitaplarda seni okumak varmış...
Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun...
Kağıtlara seni yazmak varmış, renk renk düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış...
Artık hiç yazmasan da olur, hiç gelmesen de...
Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun...
Bir daha nerdesin demeyeceğim.
Bendesin artık...
Dudaklarımın değdiği kadehlerdesin.
Serin yağmurlar getiren bulutlardasın.
Kah denizlerdesin, kah rüzgarlardasın.
Uzaktasın ama yine bu şehirdesin.
Gittiğine inanmıyorum GEL DEMEYECEĞİM !!!!!
٠•●♥Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ♥ Kaçak // Ebru Gündeş // Video
K A Ç A K
Bu şehirde buldum buğday ellerini
Bu şehirde sevdim badem dillerini
Senle unuttum bütün ezberlerimi
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden
Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?
Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm?
Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?
Tuhaf buluyorlar bu kaçak halimi
Seninle doldurdum yasak ihlalimi
Seninle kapattımaşk defterlerimi
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden
Bu şehirde sevdim badem dillerini
Senle unuttum bütün ezberlerimi
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden
Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?
Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm?
Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?
Tuhaf buluyorlar bu kaçak halimi
Seninle doldurdum yasak ihlalimi
Seninle kapattım
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden
♥ Bugün de Yanımda Olduğun İçin Teşekkür Ederim ♥
♥ ♥ Bu gece kayarken yıldızlar gökyüzünden ve gözümden yaşlar süzülürken, dilek tutmadım_
♥
♥♥♥ İlk defa sadece teşekkür ettim tanrıya, bu günde yanımda olduğun için…♥ ♥
♥
✿•*¨*• Sadece Sevdim // Ebru Gündeş // Video
Sessiz seviyorum seni!
Güneşin doğması bulutların dağılması gibi.
Sessiz seviyorum seni!
Sessiz seviyorum seni!
Çiçeğin açması yağmurun durması karın erimesi gibi.
Sessiz seviyorum seni!
Sessiz seviyorum seni!
Azrailin can alması umutların yıkılması gibi.
Sessiz seviyorum seni!
Sessiz seviyorum seni!
Yaprağın düşmesi bebeğin küsmesi gibi gözyaşının yanağa düşmesi gibi.
Şimdi söyle, Seviyorum diye haykırayım mı?
Yoksa sessiz mi seveyim seni....
Şimdi söyle, Seviyorum diye haykırayım mı?
Yoksa sessiz mi seveyim seni....
____
SADECE
_S E V D İ M SENİ_
_S E V D İ M SENİ_
20 Nisan 2011 Çarşamba
٠•●♥Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ♥ Ağlamayacağım // Ebru Gündeş & 2011 Albüm // Video
____AĞLAMAYACAĞIM____
Git istersen bana ne,
Bunlar artık bahane
Senle her şey şahane olabilirdi
Bir sorsana kalbine
Sevgi çokbol dese de
Aynısından bir tane bulabildin mi?
Bu yalanaşk oyununda
Doktorların yorumuyla
Ben gözyaşı sorunuma son verdim
Ağlamayacağım, ağlamayacağım
Beklediğin bu bunu yapmayacağım
Belki zorgelecek ama karşına geçip de
Hüngür, hüngür bir daha hiç ağlamayacağım
Ağlamayacağım,
Bunlar artık bahane
Senle her şey şahane olabilirdi
Bir sorsana kalbine
Sevgi çok
Aynısından bir tane bulabildin mi?
Bu yalan
Doktorların yorumuyla
Ben gözyaşı sorunuma son verdim
Ağlamayacağım, ağlamayacağım
Beklediğin bu bunu yapmayacağım
Belki zor
Hüngür, hüngür bir daha hiç ağlamayacağım
Ağlamayacağım,
Doğrusu bu belki de
Yaşakendi kendine
Mutluyduk ya daha ne olabilirdi
Bir sorsana kalbine
Sevgi çok bol dese de
Aynısından bir tane bulabildin mi?
Bu yalan aşk oyununda
Doktorların yorumuyla
Ben gözyaşı sorunuma son verdim
Ağlamayacağım, ağlamayacağım
Beklediğin bu bunu yapmayacağım
Belki zor gelecek ama karşına geçip de
Hüngür, hüngür bir daha hiç ağlamayacağım
Ağlamayacağım,
Yaşa
Mutluyduk ya daha ne olabilirdi
Bir sorsana kalbine
Sevgi çok bol dese de
Aynısından bir tane bulabildin mi?
Bu yalan aşk oyununda
Doktorların yorumuyla
Ben gözyaşı sorunuma son verdim
Ağlamayacağım, ağlamayacağım
Beklediğin bu bunu yapmayacağım
Belki zor gelecek ama karşına geçip de
Hüngür, hüngür bir daha hiç ağlamayacağım
Ağlamayacağım,
Hiç kimse için bir daha
Ağlamayacağım…
Ağlamayacağım…
Seni Kıskanıyorum Beni Affet_
''Çekilmez bir adam oldum yine: Uykusuz, aksi, nalet.
Yine her seferki gibi haksızım.
Sebep yok, olması da imkansız.
Bu yaptığım iş ayıp, rezalet.
Fakat elimde değil, seni kıskanıyorum,beni affet...''
Nazım Hikmet
Nazım Hikmet
Aşk Hayali__
Bazen öyle anlar olur ki kendi duygularımızı bile tanıyamayız. Ne zaman ne istediğimize karar veremeyiz. Karşımızdaki kişilerde bile aradığımız özellikler konusunda emin olamayız. Bu tür karışık duygular içinde olan kişiler için Kanada’lı bir Kızılderili tarafından yazılmış güzel bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.
Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum.
Ay´ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor.
Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum.
Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum.
Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum.
Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor.
Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum.
alıntı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)