19 Ağustos 2011 Cuma

˙·٠•●♥ Seni Seviyorum˙·٠•●♥


˙·٠•●♥ SENİ SEVİYORUM˙·٠•●♥

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bi
r tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da.

7 Ağustos 2011 Pazar

Başardın Seni Tebrik Ederim__

BAŞARDIN SENİ TEBRİK EDERİM__

Çölün ortasındayım
Nehirler yetmiyor susuzluğuma
Çok görüldü her şey
Ve fazlaydın sen tek kişilik yalnızlığıma
Bakma ağladığıma canım Senin zaferin
Başardın seni tebrik ederim.

Yollarım çıkmazda gidecek yerim yok.
Ölsem değil gözyaşı
Sahte bir mahzun ifade olmayacak mezarımda
Bakma karamsarlığıma senin zaferin
Başardın seni tebrik ederim.

Aradığım bir sıcak sözdü
Bir buket güldü beklediğim.
Yollarıma serenler oldu gülüp geçtim

Heyecansızdı ifadesizdi ifadelerim
Özlemini çektiğim senden gelendi
Bakma kararsızlığıma senin zaferin
Başardın seni tebrik ederim.


En güzel günlerde acı sözlerim var
Şimdi sitemim can yakar
Ama sanma söylerim
Sanma seni tekrar üzerim

Nihayetsiz sevdam
Bakma suskunluğuma senin zaferin
Başardın seni tebrik ederim.

Senden ödünç aldığım kelimelerle
Sana şiirler yazıyorum
İçinde birtek benim birde iradesiz olmasan
Senin anlayacağın bin nihan.
Gülüyorum inan
Hayata soyuma yasaklara ve sana inat gülüyorum
İçime akıttıklarım da mühim değil
Ben beni artık onlarsız sevmiyorum
Bakma umarsız olduğuma senin zaferin
Başardın seni tebrik ederim.


Artık gitmiyorum .........
Ve eskisi kadar düşlemiyorum .........,
Ben yaşamayı ve seni bir ağacın yaprağını okşarken seviyorum.
Küçük şeylerle avunmayı bana sen öğrettin
Bakma kaygısız olduğuma senin zaferin
Başardın seni tebrik ederim...

Hala unutmadıysam müsebbibi değilsin
Bilakis çabaların unutmamdan yanaydı
Bir özelliğinde yoktu senin
Vurgunluğum vasıfsızlığınaydı.
Lakin gururum senden bile önce gelir
Yüreğimdeki yerin yerle bir

Bakma gamsız durduğuma

Bakma seni unuttuğuma senin zaferin
Başardın tebrik ederim...

:
:

:

Alıntı

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Gecede Keman Hıçkırıkları_

Gecede Keman Hıçkırıkları
Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi
gözlerimde mavi gecelerin yıldızları
yüreğimde özlemin ince sızıları
yorgun güvercinlerin kanat çırpınışlarında soluğum
bakakalırım her akşam öyle dalgın, dargın ve ıraklardan ırak
yalnızlığımdır damlayan karanlığın kirpik uçlarında her gece
her sabah bir çocuktur içimde alıp başını gider uzak dağların doruklarına
yıllar var ki tek bir çiçek açmadı gönül bahçemde
kabr-i hanemde tek bir yolcu geçmedi
çöl oldu gülüstanım
şiiristanım, düşistanım

oysa hep yolculuklardı sakladığım kendime, keşifsiz denizlerdi
yıllarca bir ayrılığı biriktirdim deltalarda, bir yalnızlığı
kendimden kaçıp kaçıp kurtulmak isteyen bir gemiydim belki
belki bir deliydim herkesin akıllı olduğu bir dünyada
oysa yıllar varki tek bir gemi gecmedi denizlerimde
göğümde tek bir martı uçmadı
yaşlı ve yalnız bir ağaç gibi sürgün kaldım yüreğimin içinde
bilirimki, her akşam gözlerimde akıp giden o çağıltı
avuçlarımda taşıdığın ateşle sudur
uzak dağların ardında kalan menekşe gözlü bir kızın kokusudur
her dizede yüreğime kanayan sözcüklerle yazılan
akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi
yüzümde sınırları çizilmemiş bir hüznün camları parçalanıyor
depremler başlıyor her gece, şehirler çöküyor içimdeki çukura
ve her sabah yeniden yüreğimde sızılarla uyanır bir dağçiçeği
bakarım öyle uzaklara kanayan gülüşlerle, kırık düşlerle
ki, metropol duvarlara yapıştırılmış
boynu bükük bir resim karesi gibiyim sanki
hüzünlü yüzüm aykırı sakalımla
Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi
gecede keman hıçkırıkları, başımda gam
belki analar ağlamaktadır uzak bir kentte
yittik çocuklar, yorgun babalar ve yüreklerinde ezikliği çaresizliğin
belki herkes bir yarayı sarmaktadır kendi içinde kimbilir
kimsesiz bir ölümü karanlığında
 yıllar varki, ayrılıklar yaralı bir nehir gibi akmaktadır içime
rüzgarlar eserken alnımın sahillerinden, uzak denizlere savrulur düşlerim
kirlenir mavi gülüşlerim, yaralanır martılar, havada asit ve kir kalır
simsiyah bir bulut gölgeler yüzümü her gece, gecelerki, yaslandığım tek sığınak
akşam olmakta yine
ey geceden gelip geceye giden trenler
bir gün yanlış saatlerin gözlerimde buluştuğu bir noktada
bir damla su gibi düşünce hayatın uçurumundan
son isyanını çekince yüreğim, alıp götür beni buralardan
insanın uğramadığı uzak kıyılara
bir derviş gibi ıssızda yanmak için, kendi içimde sarmak için yaramı...

Nuri CAN